15 Şubat 2012

Alexander (Büyük İskender)


Muhalif tavrıyla bilinen ve Amerikan sinemasının önde gelen isimlerinden biri olan usta yönetmen Oliver Stone 80'li yıllarda; The Hand, Salvador, Platoon ve Wall Street 90'lı yıllarda ise The Doors, JFK, Heaven and Earth, Natural Born Killers ve Nixon gibi birbirinden başarılı filmlere imza attı. 2000'li yıllara gelindiğinde aynı performansını sergileyemeyen Stone, 2004'te 150 milyon doların da üzerinde bir bütçeyle dev bir prodüksiyon olan Alexander'a Büyük İskender'in hayatını anlatmaya soyundu. Epik film gişede battı, çokça tartışıldı ve ne eleştirmenlerden ne de seyirciden yüz bulabildi.

M.Ö. 356-323 yılları arasında hüküm süren Makedon İmparatoru İskender, o günlerde bilinen dünyanın % 90'ını fethetmiştir ve sadece 25 yaşındadır. Oliver Stone, Büyük İskender'in öyküsünü generali ve en yakın dostu olan Ptolemy'nin gözünden anlatıyor. Film, İskender'in çocukluk yıllarıyla başlıyor ve 32 yaşında sebebi tam olarak bilinmeyen trajik ölümüyle sonlanıyor.

Öncelikle Oliver Stone'nin yaptğı hatalara bir bakalım. 1- Büyük İskender'i canlandıran Colin Farrell'ın saçlarının sarıya boyanması hem de Büyük İskender'in saçlarının sarı olmadığı açıkça bilindiği halde tercihin bu yönde kullanılması. 2- İskender'in annesi rolünde Colin Farrell'dan sadece bir yaş büyük olan Angelina Jolie'nin oynatılması ve yaşanan inandırıcılık sorunları. 3- En önemlisi Stone'nin filmin kurgusuyla fazla oynaması ve dağınık bir film çıkarması. Şöyle ki film, bir ileri bir geri giderek epik film şablonunun dışına çıkıyor. Flashback-flashforward'lı anlatı bu tür için yanlış seçim. 4- Eşcinsel içerik. Peki, bunlar Büyük İskender'in bu kadar tepki çekmasini ve gişede büyük bir hüsrana uğramasını açıklıyor mu? Bence hayır çünkü filmin artıları da var. Prodüksiyon kalitesi, döneme ilişkin ayrıntılar, görsellik ortalamanın üzerinde ve İskender'in savaşçı kişiliğinin yanında özel yaşamına yeterince yer veriliyor. Epik filmlerin olmazsa olmazı savaş sahneleri de mevcut. Pers savaşı tatmin edici ve kuş bakışı çekilen sahneler çok başarılı. Artılarını ve eksilerini bir arada düşündüğümde ortalama bir film çıkıyor karşımıza aslında. Büyük İskender'i seyircinin sevmemesinin bir sebebi Truva ve 300 Spartalı gibi cilalı bir film olmaması olabilir mi acaba? Elbette bu yorumu sadece genel kitle için yapabiliriz, eleştirmenlerin beğenmemesini bu şekilde açıklayamayız.

Son söz: Büyük İskender'in hep bir fiyasko olarak anılacağını belirtirken izlememiş olanların filme bir şans vermesini istiyorum. 6\10