19 Nisan 2012

21 Grams

Meksikalı genç yönetmen Alejandro Gonzales Inarritu, ilk filmi Amores Perros (Paramparça Aşklar Köpekler) ile bir çok ödül almış ve uluslararası üne kavuşmuştu. Inarritu'nun 2003 yapımı ikinci filmi 21 Grams, sonradan Babil ile ölüm üçlemesi olarak adlandırılacak serinin ikinci halkası. Birbirinden bağımsız 3 film elbette ama temalar ortak. Amores Perros'da olduğu gibi senarist yine Guillermo Arriaga. 

Kolej profesörü Paul Rivers ile karısı Mary'nin evlilikleri ölüm ve yaşam arasında tehlikeli bir dengededir. Paul, hastalığının son safhalarında olan bir hastadır ve kalp nakli beklemektedir. Mary ise suni döllenme ile hamile kalabilmeyi umut etmektedir. Christina Peck ise kötü geçmişinden sıyrılmış iki çocuk annesi ve iyi bir eştir. Ekonomik açıdan sıkıntı çeken eski dolandırıcı Jack Jordan ve karısı Marienne, sahip oldukları iki çocuğun ihtiyaçlarını karşılayabilmek için mücadele etmektedir. Ve trajik bir kaza bu 3 çiftin hayatlarını kesiştirecek ve geri dönülmez şekilde değiştirecektir.

Inarritu, hikaye kurgusuyla oynamayı çok seven bir yönetmen. Öyle ki 21 Grams'da kurgu hikayenin önüne geçmiş. Inarritu, ne anlattığıma değil nasıl anlattığıma bakın demek istemiş sanki. Film, baştan sona üç hikayeyi iç içe geçirerek paralel olarak anlatıyor. Bununla da kalmıyor hikayeleri zamansal olarak eğip büküyor, başını ve sonunu iyice silikleştiriyor. Bir çokları için fazlasıyla karmaşık gelebilecek bu yapı 21 Grams'ı benzersiz yapıyor. 21 Grams, klasik bir kesişen yollar hikayesi olacakken biçimsel özellikleriyle mutlak yaşanması gereken sinemasal bir deneyim olup çıkıveriyor. 

3 hikaye de dramatik ancak birbirleriyle kesiştiklerinde ve sonrasında trajik hal alıyorlar. Inarritu, ruh-beden, yaşam-ölüm, kader-inanç gibi kavramlar üzerinden bir sorgulamaya girişiyor ve hayat üzerine büyük laflar etmekten de çekinmiyor. Filmin çıkış noktası 21 Grams'ın ifade ettiği anlam. Her insan ölürken ağırlığından 21 gram kaybeder diyor ve bu teoriyi de bir araştırmaya dayandırıyor Inarritu. Naomi Watts, Sean Penn ve Benico Del Toro insanüstü performanslarıyla karakterlerin yaralı ruhlarını derinden hissetmemizi sağlıyorlar. 
Son söz: Hüzünlü, olabildiğince karamsar ve etki gücü çok yüksek bir drama, bir başyapıt. Inarritu'nun en iyi filmi 9\10