25 Aralık 2012

10 Adımda Bilim Kurgu Sineması


Bu dosyanın amacı, doğuşundan bugüne bilim kurgu sinemasının gelişimini en kısa yoldan, kronolojik olarak göz önüne sermektir. "10 adımda bilim kurgu sineması" bir liste veya en iyiler olarak algılanmamalı, aksine filmlerin türe yaptıkları-getirdikleri teknik yenilikler, ideolojik açılımlar, elde ettiği gişe ile üretim açısından türü ileri taşıyan başlıca filmlerin bir başlık altında değerlendirilmesinden ibarettir. 10 adım arasına dahil etmesem de adını anmadan geçemeyeceğim üç film var. 70'li yıllardan Alien, bilim kurgu içine korkuyu enjekte etmesiyle korku\bilimkurgu birlikteliğini hızlandırmıştır. 80'li yıllardan E.T, Close Encounters of the Third Kind'ın değiştirdiği uzaylı algısını dönemi için inanılmaz gişe başarısıyla (yaklaşık 800 milyon dolar) geniş kitlelere ulaştırabilmiştir. Ve 2000'li yıllardan Inception, Avatar'la birlikte gişe başarısını eleştirel başarıyla taçlandırarak, bilim kurgu sineması için bir "Gümüş Çağ"ı müjdelemiştir. 


İlk adım: Georges Melies'ten Aya Seyahat (1902)
Nedir: 14 dakika süren bir sessiz film. Ayrıntılar için link
Neden köşe taşı: Bilim kurgu sineması Aya Seyahat'le başlar.

İkinci adım: Metropolis (1927)
Nedir: Fritz Lang'ın sessiz sinema başyapıtı Metropolis, Alman dışavurumcu akımının en önemli örneklerindendir. Filmde, temelde tüm kenti yöneten tek şey makinelerdir. Yeraltında köle gibi çalışan işçiler ve onları değersiz birer eşya gibi gören, makinelere hükmeden bir patron yer almaktadır. Ve bu uçurum er ya da geç büyük bir krize dönüşecektir.
Neden köşe taşı: Metropolis; distopik gelecek öngörüsünü, makineleşme, makine-insan mücadelesi gibi bugün bilimkurgunun vazgeçilmezi haline gelen temalarla, 20'li yılların ötesine geçerek anlatabilmiştir. Sonuç olarak ardından gelen bilimkurguları derinden etkilemiş, ilk ciddi bilim kurgu filmidir ve çok uzun zaman tek kalmıştır.


Üçüncü adım: Planet of the Apes (1968)
Nedir: Çok uzak bir gelecekte, maymunların hüküm sürdüğü bir dünya tablosu çizen, Franklin J. Schaffner filmi.
Neden köşe taşı: 50'li ve 60'lı yılların soğuk savaş paranoyasıyla uzaylı istilası filmleri dışında özgün ve yaratıcı işler çıkaramayan bilim kurgu sinemasına taze soluk getirdiği için. Bir roman uyarlaması olan Maymunlar Gezegeni, gişe başarısıyla hem yeni deneysel işlerin önünü açmış hem de bilim kurgu edebiyatı - sinema birlikteliğini kuvvetlendirmiştir.


Dördüncü adım: 2001: A Space Odyssey (1968)
Nedir: Stanley Kubrick'in Arthur C. Clarke'ın kısa öyküsü The Sentinel'dan yazarla birlikte senaryolaştırdığı, bilim kurgu sinemasının temel direği olan film. Ayrıntılı değerlendirme için link
Neden köşe taşı: Felsefik yaklaşımı, derinliği, döneminin çok ötesindeki görsel efektleri ve yaratıcı uzay mekiği tasarımları gibi pek çok özelliğiyle bir devri kapatıp bir diğerini açmıştır. Artık bilim kurgu filmi çekecek tüm yönetmenler ilk nereye bakması gerektiğini biliyordu. Bilim kurgu sinemasına 2001: A Space Odyssey'den önce ve sonra şeklinde bakabiliriz.

Beşinci adım: Star Wars (1977)
Nedir: George Lukas'ın yarattığı kurgusal evren, en basitinden iyiyle kötünün bitmek bilmez savaşını ele alır. 'Güç'ü Galaktik Cumhuriyeti muhafaza edip barışı sağlamak amacıyla kullanmak isteyen 'Jedi' adı verilen  savaşçılarla Galaktik İmparatorluk için kullanmak isteyen Sithlerin mücadelesi hikayenin temelini oluşturur.
Neden köşe taşı: Bilim kurgu sinemasını fantezi ve aksiyonla saf bir eğlenceliğe dönüştüren Star Wars, bugün hala sinemanın en büyük fenomenlerinden biri. İlk filmin ticari başarısı ve her yeni filmin tekrarladığı başarı tür için seriyi vazgeçilmez kılmakta. Özellikle ilk film, bilim kurgunun gişe potansiyelini göstermesi bakımından elzemdir.
Filmin Parodisi için link


Altıncı adım: Close Encounters of the Third Kind (1977)
Nedir: Steven Spielberg'in ilk ve en önemli bilim kurgu çalışması Üçüncü Türden Yakınlaşmalar'da, uzaylılarla ilk temas çarpıcı bir sinema diliyle aktarılmakta
Neden köşe taşı: Filmin istilacı ve düşman uzaylı algısını, dost ve barışçıl uzaylıyla değiştirmesi küçümsenecek bir olay değil. Uzaylılarla iletişim kurabiliyorsak, neden birbirimizle kuramayalım mesajını veren Üçüncü Türden Yakınlaşmalar'ın sinemasal erdemleri saymakla bitmez. Gerçek bir bilim kurgu klasiği.


Yedinci adım: Blade Runner (1982)
Nedir: Ridley Scott'ın Phillip K. Dick'in "Androidler elektrikli koyun düşler mi" adlı romanından 1982'de yaptığı uyarlama. Ayrıntılı yazı için link
Neden köşe taşı: Blade Runner'ın kendi dönemi 80'li yıllara olan etkisi Siberpunk dediğimiz türün doğuşu ve yükselişine ayrıca yapay zeka, makine-insan formunun Terminatör-Robocop vb. temsillerine öncülük etmesi diyebiliriz. Tematik ve görsel etki 90'lı yıllarda hatta günümüzde de sürmekte. Ne zaman mavimtrak bir bilim kurgu filmi görsek Blade Runner etkisini göz ardı edemeyiz.


Sekizinci adım: Termınator 2: Judgement Day (1991)
Nedir: James Cameron'ın 1984'te The Termınator ile başlattığı serinin devam filmi Judgement Day, makinelerle insanlar arasında yaşanan savaşı zaman yolculuğunu temasını öne çıkararak günümüze taşır. 
Neden köşe taşı: Artık 90'lı yıllara girilmiş ve görsel efekt teknolojisinde yeni bir çağa adım atılmıştır. Judgement Day'in şekil değiştirebilen robotu T-1000 üzerinde kullanılan Morphing (şekil değiştirme) efektinin Cameron, 1989 yapımı filmi The Abyss'da bir benzerini kullanmış ve bu filmde kusursuzlaştırmıştır. Terminatör 2, bilimkurgu aksiyonların zirvesidir. Cameron, bilimkurgusal temaları aksiyonla buluşturur ancak işlevinin kaybolmasına müsaade etmez.


Dokuzuncu adım: The Matrix (1999)
Nedir: Terminatör'de olduğu gibi yine makine-insan mücadelesi işlenmekte ancak bu kez savaş sanal ortamda cereyan etmektedir. İnsanlık yeraltında yaşamakta ve kurtarıcısını beklemektedir.
Neden köşe taşı: 2000'li yıllara girerken janr bir devrimi daha beraberinde getirdi. The Matrix; sanal ile gerçek arasında gidip gelirken, dinlerden aldığı referans ve felsefesiyle sağlam bir hikaye altyapısı kurmuş ve bunu ilk kez kullanılan 'flow-motion' tekniğiyle dudak uçuklatan bir görsel şölene dönüştürerek öncü bir film olmayı başarmıştı  Kısaca The Matrix, 2000'li yılların bilimkurgusunu şekillendirmiştir.
Filmin parodisi Bölüm 1 ve Bölüm 2


Onuncu ve son adım: Avatar (2009)
Nedir: Pandora adlı gezegenin yerlileri Na'vilerin istilacı konumundaki insanlıkla giriştikleri varolma savaşı
Neden köşe taşı: Avatar, tüm zamanların gişe rekorunu kırarak bilimkurgu sinemasında taşları yerinden oynattı. Cameron daha önceki işlerinde olduğu gibi bilimkurgu\aksiyon anlayışından vazgeçmezken bu kez fanteziyi öne çıkardı. Hikayesiyle bir çok filmin kolajı olduğunu hissettiren Avatar'ın en büyük kozu Pandora'nın görselliği ve 3D teknolojisiydi. Bu pencereden baktığımızda vaatlerini sonuna kadar yerine getirebilmiş bir film Avatar. The Matrix üzerinden bir 10 yıl geçmiş ve yeni bir teknolojik devrimin vakti gelmişti. Film üzerinden 3 yıl gibi kısa bir zaman geçti ve sırtını 3D teknolojisine dayayan filmlerin sayısında ciddi bir artış gözlemliyoruz. Sadece 3D örneklerde değil bilimkurgu filmlerinde 2012'de izlediğimiz ve 2013'te gösterime girecek filmler başta belirttiğimiz gibi İnception'la birlikte ama daha çok Avatar'ın başarısının bir geri dönüşü.