23 Haziran 2013

Beklenen Uyarlama: "Man of Steel"


Süpermen'i yeniden çekmek hem çok kolay hem de çok zor. Çok kolay çünkü basit bir güncellemeyle-hikayeyi günümüze taşıyarak- aynı masalı seyirciye sunabilir ve gişede başarılı olabilirsiniz. Çok zor çünkü kalıplaşmış hikayeye yeni bir yorum getirmeyi denediğinizde, kötü karakterleri değiştirseniz dahi -hikayeyi baştan alıyorsanız- olay akışının dışına çıkamazsınız. Ancak makul değişiklikler yapıp ufak riskler alarak beklenen Süpermen'i yaratabilirsiniz. İşte bunu yapabilecek sayılı isimden biri olan Chistopher Nolan'ın prodüktörlüğünü üstlendiği Man of Steel, Watchmen gibi bir başyapıtı arkasından bırakan Zack Snyder'ın yönetmenliğinde yeniden sinema salonlarındaki yerini aldı.

Christoher Nolan'ın getirdikleri

Baştan belirtmekte fayda var. Man of Steel'in senaristi Nolan değil, David S. Goyer. Filmde anlatılacak hikayeyi yazıp, izlenecek yolu belirleyen ise Nolan (bunu da Goyer'le birlikte yapıyor). Filmin prodüktörlüğünü üstleniyor olmasının getirdiği rahatlıkla Batman'e getirdiği gerçekçi yorumun bir benzerini Süpermen'e de uygulamayı kafasına koymuş. Ancak, Nolan şunun farkında: ne yaparsa yapsın bir Süpermen filminin genetiğiyle fazla oynayamaz ve fantastik yapıyı zedeleyemez. Bu noktada Nolan'ın atılması gereken adımları attığını belirtelim ve ne olduklarını açıklayalım:


1- Filmde zaten var olan bilimkurgusal motifleri öne çıkarmak (20 dakikalık Kripton girizgahı) 
2- Aksiyonu 5. vitese atıp, felaket filmlerine yaklaşma 
3- Süpermen adını geri çekip, Clark Kent kimliğinde bariz değişiklikler yapmak ve aslolan kimliği yani Kal-El'i ortaya çıkarmak. 
4- Gözlük, elbisenin altından çıkan Süpermen kostümü ve yeşil kriptonit taşı gibi klişeleri en azından ilk filmde kullanmamaya özen göstermek (?) 
5- Süpermen filmlerinin hikaye akışı lineer (düz) olmak zorunda değil diyerek gerekli hamleleri yapmak. Ve bu başarıda Nolan'a büyük bir pay biçerken, Zack Snyder'in temiz yönetenliğini ve elindeki senaryoyu iyi kavradığını es geçmemek lazım.

20 dakikalık Kripton girizgahı ne anlama geliyor?

Hikayeyi detaylandırmak ve baştan anlatmak için en mantıklı yol, Süpermen daha var olmadan, ona ve gezegenine dair bir geçmiş hazırlamaktan geçiyor.Yok olduğunu bildiğimiz Kripton, neden yok oldu? Bu soruya cevap arayan Nolan ve Goyer, bir yandan da bu uzun açılışla Süpermen filmini, başka galaksilerde kendi gezegenlerinin iç sorunlarıyla yaşayıp giden ırkların hikayelerinin anlatıldığı bilimkurgu filmlerinin -kısa da olsa- bir örneğine dönüştürüyor. (Star Wars, Star Trek gibi filmlerde varolan gezegenler ve ırkları Riddick Günlükleri'nin görsel stiliyle buluşturuluyor)

İlk iki Süpermen filmi üzerine kurulan bir reboot: "Man of Steel"

1978 yapımı ilk uyarlamada Süpermen ve babası Joe-El arasındaki ilişki, Süpermen'in çocukluğu ve bir kahramana dönüşümüyle 1980 yapımı ikinci filmin kötü karakterleri General Zod ve arkadaşlarının dünyada yarattığı infial, Man of Steel'in hikayesini oluşturuyor. Bu karışımdan yeni bir şey türetilememiş olsa da bir yeniden çevrim için yeterince yeni bir Süpermen filmi çıkartılabilmiş. Belki Marlon Brando'nun Jor-El'ini ve ikinci filmin General Zod'unu arıyoruz ama Russell Crowe ve Michael Shannon'un bedenlerinde can bulan yeni hallerinin de tatmin edici olduğunu söylemek lazım. Evet, karizma eksikliğinin de altını çizmek gerekiyor.

Ayakları yere basan bir Süpermen

Yeni bir Clark Kent profili çıkaran senaristlerimiz, Daily Planet'te çalışan gazeteci gizli kimliği yerine işçi sınıfına mensup bir Clark Kent yaratıyor. Farklı işlerde çalışan, ikinci vatanını ve insanları daha iyi tanıma fırsatı bulan, güçlerini saklamak zorunda olmanın yarattığı güçlüklerin-çelişkinin üstesinden gelmeye çalışan ve yolunu kaybetmiş bir uzaylı profili çizen Clark Kent, sakalları ve salaş halleriyle de desteklenen yeni görünümüyle o alışık olduğumuz kusursuz adama doğru giderken, doğru yolda yürüdüğünü söyleyebiliriz. Henry Cavil'in de Christopher Reeve'den sonra hakkını veren bir Süpermen olduğunu not düşelim.

Uzaylı istilası şablonuyla beklenen hareketlilik sağlanıyor

Filmin ikinci yarısında ortaya çıkan Zod ve arkadaşları, amaçlarını da düşünürsek istilacı uzaylı tanımıyla yüzde yüz uyuşuyor.1996 yapımı uzaylı istilası filmi 'Kurtuluş Günü'nü akıllara getiren bir yok etme sürecine tanık oluyoruz. Felaket filmlerinde olayın farklı coğrafyalardaki yansımalarını gösterme eğilimi de tekrarlanıyor. Man of Steel'i o türlerden ayıran nokta ise Süperrmen ve Zod'un kendi aralarında halletmeleri gereken kişisel sorunlar.

Bir önceki Süpermen filmi Supermen Returns'ün aksiyon fukarası olması sebebiyle kimseyi tatmin edememesi, hem bu beklentiye cevap verebilmek hem de filmin ticari başarısını garantilemek isteyen prodüktör Nolan'ı, The Dark Knight Rises'ın ikinci yarısını andıran, temponun hiç düşmediği bir Man of Steel ikinci yarısı tasarlamaya itmiş.

Postmodern bir uyarlama mı bekleniyordu?

Man of Steel'in aldığı olumsuz eleştirilere baktığımızda, aksiyona yüklenilmesinden, bu aksiyonun da basmakalıp ve sıkıcı olmasından yakınıldığını görüyoruz. Ayrıca filmin zeka dolu bir senaryosunun da olmadığı dile getiriliyor. Pardon ama biz ne zaman zeka dolu bir Süpermen filmi izledik? Seyircinin beklediği şey, Nolan'ın elini taşın altına koyup The Dark Knight'ta olduğu gibi zeka dolu bir hikaye tasarlamasıymış. Ancak, bunun bir Süpermen filmi olduğu unutulmamalı. Zeka dolu bir Süpermen filmi için postmodern bir uyarlama şart. Ticari kaygılar ve genel kitlenin beklentisi şuan buna izin vermez. Aksiyon kısmına bakarsak, Zod ve Süpermen'in ikili mücadeleleri evet yaratıcı değil ama oldukça görkemli. Sınırsız süper güçleri olan bu adamlar başka nasıl mücadele etsin?

Son söz: Zack Snyder'ın yeni Süpermen yorumu, bundan sonra göreceklerimizin de muhtemelen en iyisi olarak kalacak. 8\10

Süpermen filmleri sıralaması

1- Supeman II (1980)
2- Man of Steel (2013)
3- Superman (1978)
4- Superman III (1983)
5- Superman Returns (2006)
6- Superman IV: The Quest of Peace (1987)