1 Ağustos 2013

Sinema uyarlamasını bekleyen romanlar - #1 Dante Denklemi

Haham Ahoron Handalman'ın Tevrat'ın şifreleri üzerindeki uzmanlığı - Kutsal kitaplarda kelime ve harflerin yeniden düzenlenme çalışması- bir adamın ismini ortaya çıkardı. Yosef Kobinski kimdir ve Tanrı neden onun adını Kutsal kitaba koymuştur? Cevapları bulmak için, Ahoron bir araştırma başlatır ve bir Polonez haham olan Konbinski'nin sadece Kabala üstadı bir bilge değil,  aynı zamanda insanlık tarihinin belki de en önemli çalışmasını yazmış olan  muhteşem bir fizikçi olduğunu öğrenir.

Seattle'da Jill Talcott'un enerji dalgaları denklemleri ile ilgili çalışması, yaklaşık 50 yıl önce iyilik ve kötülük kanununu keşfettiğini iddia etmiş ve uzun zaman önce ölmüş olan Yosef Kobinski ile ilişkilidir. Ama Jill'in laboratuvarı havaya uçtuğunda, uç noktada bilimle uğraşmanın sandığından çok daha tehlikeli olduğunu anlar ve hayatını kurtarmak için kaçmak zorunda kalır. Üstelik bazı gizli kuvvetler, Talcott'un bulduğu şeyi ele geçirmeye çalışmaktadır.

Jill, iş ortağı ve Kobinski'den çok etkilenen bir yazar Polonya'da Handalman ile buluşmak üzeredirler; hepsi de bu muhteşem buluşun sırlarını çözmek için yanıp tutuşmaktadır. Geçmişi araştırırken, Kobinski'yi Auschwitz yakınlarındaki ormanın ortasında bir açıklığa kadar izler. Ve o açıklık inanılmaz bir olayla yüzleşirler: Kendi bilim simyasına ve Kabala ilmine sahip olan Kobinski, bir ışık patlaması içinde ölüm kampından sonsuza dek kaçmıştır. Şimdi, istihbarat ajanları peşlerine takılmışken, araştırmacıların başka bir seçeneği kalmamıştır: Kobinski'yi izlemeye devam edecekleridir; hangi cehenneme girmiş olursa olsun...

Bilim ve mistisizm, iyilik ve kötülük, uzay ve zaman arasındaki ilişkiyi irdeleyen bu soluk kesici gerilim romanında yazar Jane Jansen, bizi bildiğimiz dünyadan alıp ancak sınırlı bir şekilde hayal edebileceğimiz bir gerçekliğin ortasına atıyor.

Nedir, neden uyarlanmalıdır?

Yeni ve orijinal hikaye üretmekte zorlanan Hollywood'u besleyen en önemli kaynak belki de edebiyattır. Ama nedense bazı eserler sinema için yaratılmış dursa da gözden kaçabiliyor. Dante Denklemi de onlardan biri.. Özellikle bilimkurgu sinemasının atılım yaptığı son bir kaç yıl içinde, devam filmleri ve yeniden yapımların fazlalaştığı dönemde Dante Denklemi ilaç gibi gelecektir. Roman için bir paralel evren bilimkurgusu diyebiliriz. Ancak, paralel evrene açılan hikaye daha çok fantastiğe hizmet ediyor. Bilimkurgunun vazgeçilmez bileşimi ve aynı zamanda ayrışımı da olan bilim ve din temaları bilim-din çatışması olarak değil de, hikayede birbirinin tamamlayıcı iki unsur olarak karşımıza çıkıyor. Kurgusu ve anlatımı kusursuz olan Dante Denklemi, sinemaya uyarlanması şart olan bir eser. Ve hakkıyla uyarlandığı takdirde türü sevenleri mest edeceğine hiç şüphem yok. Bilimkurgu, fantezi ve gerilimin dört dörtlük bir harmanı olan roman, sinema için bulunmaz bir hazine.. Hollywood, elini çabuk tutsan iyi olur!