2000'ler bilim kurgusunu şekillendiren iki isim The Matrix ile Andy ve Lana (eskiden Larry idi) Watchowski kardeşlerdir. Matrix üçlemesi sonrasında kariyerleri düşüşe geçen kardeşler sonunda aradıkları projeyi bulmuşlar gibi görünüyor. Ve yanlarına Run Lola Run ve Parfume. A Story of a Murderer'ın Alman yönetmeni Tom Tykwer'i de alarak David Mitchell'in Cloud Atlas (Bulut Atlası) adlı bilim kurgu romanını sinemaya uyarladılar.
Cast: Tom Hanks, Hugh Grant, Susan Sarandon, Hugo Weawing, Halle Berry, Jim Brodbent, Jim Sturges vs. Şaşırtıcı ve Zengin bir oyuncu kadrosu var fakat bilim kurgu sinemasında görmeye alışık olmadığımız Tom Hanks, Hugh Grant, Susan Sarandon gibi isimler birer soru işareti.
Hikaye: 1850'de Pasifik'i geçen bir gezgin, Belçika'daki savaşlar sırasında maddi açıdan istikrarsız bir hayat süren suskun bir besteci, Reagan döneminin California'sında asil ruhlu bir gazeteci, alacaklılardan kaçan bir yayınevi sahibi, ölüm sırasını bekleyen genetiği değiştirilmiş bir garson, bilim ve medeniyetin karanlık yüzüne tanık olan Pasifik'te yaşayan bir adalı... Filmde iç içe geçmiş 6 hikaye yer alıyor. Hikayelerden her biri ardından gelen hikayenin ana karakterinin ağzından anlatılıyor ve anlatıcılar birbirlerinin seslerini daha doğrusu seslerin yankısını duyuyor. Hikayelerin bazıları geçmişe, bazıları da geleceğe götürüyor bizi. En can alıcı nokta ise hikayelerin iç içe geçmesi ve birbirleriyle sıkı sıkıya bağlı olmaları. Gelecekte geçen bölümlerde Post Apokaliptik bir dünya ile baş başa kalacağız.
Önyorum: Hikayelerin aralarındaki zamansal fark akla hemen 2001: A Space Odyssey'i ve The Fountain gibi filmleri getiriyor. Bu bir bilim kurgu filmi ancak az önce saydığım iki filmde olduğu gibi tarihin derinliklerine götürecek bizi. Oyuncuların birden fazla karakteri canlandırdığını düşünürsek (Hugh Grant'ın 6 ayrı karaktere hayat verdiği söyleniyor) Cloud Atlas'ın The Fountain ile sıkı bir akrabalık bağı olduğunu bile söyleyebiliriz. Cloud Atlas'ın tam olarak hangi filmlerin izinden gittiğini, hangilerinin atası olacağını veya olup olamayacağını şimdilik kestirmek zor ama 5.5 dakikalık fragman bir çok ipucu veriyor. Paralel evrenler, insanlığın kendi sonunu hazırlayışı, kader, aşk, cesaret gibi temalar göze çarpıyor. Görsel olarak tatmin edici olacağına şüphe yok fakat en büyük soru işareti farklı mekanlar, farklı zamanlar (parçalı anlatım) ve geniş karakter skalasını düşünürsek bunlar arasında gidip gelirken dağınık olmamayı başarabilirse tüm sorunları da aşabileceklerini ve 2000'ler bilim kurgu sinemasına yeni bir başyapıt daha armağan edebileceklerini düşünüyorum. Zor ama imkansız değil. Umutla beklemeye devam edelim.