The Descent
İlk filmi Dog Soldiers ile iyi bir
çıkış yapan Nell Marshall, ikinci korku denemesi Cehenneme Bir Adım’la da adını
geniş kitlelere duyurmayı başardı. İngiliz Sinema Yazarları Birliği tarafından
o yılın en iyi korku filmi seçilmesi ve türün hayranlarını da tatmin
edebilmesi, korku sinemasının Hollywood tekelinde olmadığını bir kez daha
gösterdi. Adrenalin sporlarını seven 6 kadının daha önce kimsenin girmediği
söylenen bir mağaraya inmeleri, içerde mahsur kalmaları ve çıkış ararken insan
formunda bir grup yaratığın saldırısına uğramalarıyla giriştikleri hayatta
kalma mücadelesinin anlatıldığı film, öncelikle atmosferiyle göz dolduruyor.
Mağara klostrofobiyi yoğun biçimde hissettirirken, yaratıkların saldırısı bir
hayli ürkünç sahneleri beraberinde getiriyor. Korkutma potansiyeli yüksek bir
film olan Cehenneme Bir Adım’ı son 10 yılın en iyi korku filmi arasına sokan sebepler ise bunlarla
sınırlı değil. Marshall, türevleri pek çok kez işlenmiş olan doğada bir grup
insanın hayatta kalma savaşını, karakterlerin tamamını kadınlardan seçip, onları
kendi doğalarıyla yüzleşmelerini sağlayarak kadın erkek fark etmeksizin
insanoğlunun karanlık yüzünü resmediyor. Filmi gerçekçi bir finalle noktalayan
yönetmen, belki de bu bir Hollywood filmi değil demeye getiriyor. Vasat bir
devam filmi çekildiğini ve üçüncüsünün de yolda olduğunu not düşelim.
Gwoemul
Bong Joon-ho’nun üçüncü filmi Gwoemul (Yaratık),
yükselişe geçen Güney Kore sinemasının gişe anlamında en büyük başarısına imza
attı. Tüm dünyada yankı bulan film, esasen benzerlerine aşina olduğumuz bir
yaratık hikayesi anlatmakta. Güney Kore’deki Amerikan askeri üssünde,
formaldehiti adlı bir kimyasalın lavabodan dökülmesi, nehre ulaşıp birkaç yıl
sonra bir balığın mutasyona uğrayarak dev bir yaratığa dönüşmesine sebep olur.
Yaratığın küçük bir kızı kaçırmasıyla eksantrik bir ailenin kızlarını kurtarma
mücadelesine tanık oluruz. Yaratığı filmin henüz başlarında seyirciye gösteren
yönetmen, merak unsurunu ikinci plana atıp bir ailenin dramına odaklanabiliyor
bu şekilde. Ailenin dramı demişken, olayın vehameti ve şehirde yaşanan infiale
rağmen Bong Joon-ho, aralara serpiştirdiği mizahla seyirciye farklı duygular
yaşatmasını biliyor. Bilimin yanlış
ellerde çeşitli yaratıkların doğmasına sebep olması durumu, Gwoemul’da bir
ihmalkarlık sonucu vuku buluyor. Ortaya çıkan şey, Godzilla’dan Jaws’a ve hatta
The Thing’e kadar unutulmaz hayvan\yaratıkları akla getiriyor. Filmi özetlemek
gerekirse; bilimkurgudan drama uzanan, komedi duraklarına uğrayıp gerilimle
şahlanan bir melez tür Gwoemul. Bütününe baktığımızda, türsel olarak bir korku
filmi izlediğimizi söyleyebiliyoruz.