25 Ocak 2019

Bir Zamanlar Sinema öneriyor #66 This is the End


“Dışarıdaki dünya yok olurken arkadaşlarınızla bir evde sıkışıp kalsanız ne olurdu?” sorusunun peşine takılan Seth Rogen ve Evan Goldberg ikilisinin yazıp yönettiği This is the End (Buraya Kadar), Superbad ve Pineapple Express gibi matrak bir komedi filmi. İlk yönetmenlik deneyimlerini gerçekleştiren Rogen ve Goldberg, daha önce ekip olarak rol aldıkları Superbad ve Pineapple Express’in üzerine çıkmayı başarmışlar. Ekibin mantalitesi aynı ama ellerindeki kıyamet temasını komedi türüne iyi adapte ederek unutulmaz bir filme imza atmasını bilmişler.

Oyuncuların kendilerini karikatürize ederek oynadıkları This is the End, hikayesini de Los Angeles’a taşıyor. James Franco’nun ultra güvenlikli evinde verdiği partide bir araya gelen arkadaşlar, gecenin ilerleyen saatlerinde başlayan felaketle evde sıkışıp kalıyorlar. Erzaklarının azalması ve kısılıp kalmanın verdiği sıkıntı arkadaşların arasını açıyor. Kıyamet arkadaşlıklarını sınayacakları bir sınava dönüşüyor. Bu bir anlamda -karakterlerimizin kendilerini de oynadıklarını düşünürsek- Hollywood eşrafının ikiyüzlülüğünü ve sahte arkadaşlıkları ortaya dökme fırsatı vermiş yönetmenlerimize.

This is the End, kendisine hemen hemen herkesin sevdiği komedi türü içerisinde en az rağbet gören parodi alt türünü seçmiş. Bunu da tuvalet mizahının en uç örneklerinden birine dönüştürerek, bel altı esprilerle süsleme yoluna gitmişler. Karakterlerin ağzından eksik olmayan küfür birtakım seyirci için kaldırılabilir düzeyin oldukça üzerinde ama “çok küfürlü ve iğrenç” diyerek filmden şiddetle uzaklaşan seyirci şunu unutmamalı; küfür ve argo kullanımı karakterlerin durumu ve hikayenin gittiği kırılma noktası için bir zorunluluk teşkil ediyor. Filmde iyi-kötü çatışması ilahi bir boyuta çekiliyor. İyi insan – kötü insan savaşı bireyin kendi içine döndürülerek basit ama doğru bir yol izlenmesini sağlamış. Özellikle vurgulanan ise ancak kalpten yapılmış bir iyiliğin seni kurtuluşa eriştirebileceği fikri.

Kıyamet filmlerinin parodisine soyunan This is the End, onlardan biri olmayı da kafasına koymuş. Filmin kıyamete yaklaşımı kutsal metin kaynaklı olduğundan -İncil referans alınıyor- bilimsel yollarla ilerleyen kıyamet filmleri, This is the End'i sadece parodi anlamında beslemiş. Aslında İncil referans alınmasına karşın, bunu da kendi kafalarına göre yorumladıklarını söyleyebiliriz. Filmdeki bir diğer nokta ise yönetmenlerimiz Seth Rogen – Evan Goldberg ikilisinin kıyamet filmlerinin peşine takılmış olmalarına ve felaket filmlerinin klişelerini ti’ye almalarına rağmen korku filmlerinden de beslenmiş olmaları. Uzun The Exorcist göndermesi bu durumun en belirgin örneği diyebiliriz. Oyuncuların kendi kimlikleri ve filmleri üzerinden de komik anlar yaratan This is the End, zengin bir menü sunuyor.