Birbirini kovalayan tesadüfler sonucu bilinçsizce açtığım sinema blogum 'Bir Zamanlar Sinema' bir yılı geride bırakıyor artık. Bilinçsizce diyorum çünkü geriye dönüp baktığımda bir açılış yazısı dahi yazmadığımı fark ettim ve birinci yıl için başta kaleme almam gereken bazı hususları da belirtme şansı yakalamış oldum. Yıllardır sinema üzerine yazmak istiyordum ve bir çok kez başlayıp bıraktım, devamını getiremedim. Sebebi yazdıklarımı yayınlayabileceğim bir platformun olmaması ve dolayısıyla da bir motivasyon kaynağımın olmamasıydı. Ve bir gün blog açmanın twitter\facebook profili oluşturmak kadar basit olduğunu anlamamla birlikte bir hayali gerçeğe dönüştürdüm.
Sinema bloglarını incelemeye-takip etmeye başladığımda gördüm ki hemen hemen tamamı vizyon filmlerini yazıyor, pek de güzel yazıyorlar ve internet çağında dergi-gazete-kitap üçgenine birer alternatif oluşturuyorlar. Peki ben ne yapmalıydım? Genel eğilimi mi takip etmeliydim yoksa tamamen sırtımı mı dönmeliydim? Yolun başında verdiğim karar, sinemanın bugününü ve yarınını es geçmeden dününe bakmak oldu. Dününe bakmaktan kastım sadece kült veya klasikleri yazmak değildi aslında. Yapmak istediğim sinemaya 10 yıllık dönemlere ayırıp incelemek, türlere bakıp altın çağlarını belirlemek ve yönetmen sineması kapsamında incelemeler yapmaktı. Liste yapma tutkumu da bloga taşıdım. Hem de ne taşıma! :) Önce konuya kısa bir bakış atıp sonra listelerle o alanın en iyileri olduğunu düşündüklerimi çekinmeden sıraladım. Sinemaya bakışımı da tamamıyla yansıtabildim böylelikle. Aldıkları yorumları ve gösterdiğiniz ilgiyi göz önüne alırsak siz de seviyorsunuz listeleri itiraf edin (itiraf ettiğinizi varsayarak devam ediyorum) Hatta yaptığım iki anketle sizi de liste yapmaya alıştırdım. Öte yandan film parodilerim ve mizahla harmanladığım kimi dosyalarla sinema ve mizahı bir potada eritmeye ama en çok da yeni ve farklı şeyler denemeye devam edeceğim.
Ve artık blogda yalnız değilim. Dostlarımın desteğiyle daha eğlenceli bir döneme girdim. Başta Temmuz'dan bu yana düzenli olarak yazan Burç'a çok teşekkür ediyorum. Kıymetli analizleriyle bloga değer kattı, katmaya da devam ediyor. Konuk yazarlarım diyebileceğim Cinephile7 ve henüz yazmamış da olsalar Egemen ve Gökçen'e (varlıkları yeter) verdikleri destekten ötürü teşekkür ediyorum. Tek tek isimlerinizi yazamasam da blogu takip eden, paylaşımları, yorumları ve yapıcı eleştirileriyle cesaret veren tüm dostlara da teşekkürü bir borç bilirim.
Son söz: Bir yıldır ara vermeksizin sinema üzerine yazıyorum. Sinema okuma şansına erişemedim ben de kendi okulumu inşa ettim. 'Bir Zamanlar Sinema' benim için bir okul, karnemi verecek olanlar da sizlersiniz ehe ehö :D