8 Ekim 2024

Neden Underrated?: Watchmen


Çizgi roman dünyasının başyapıtlarından biri olarak kabul edilen Watchmen, film hakları 1986’da alınmasına rağmen bir türlü hayata geçirilememiş bir rüya projeydi. Birçok kez yönetmen değiştiren ve sancılı bir prodüksiyon aşaması geçiren film, sonunda 300 ile parlayan Zack Snyder’e emanet edilmişti. Alan Moore’un 80’ler Amerika’sının alternatif bir gerçekliğini sunduğu eseri, klasikleşmiş süper kahraman algısını ve dünyasını yıkıyor ve oldukça kasvetli atmosferiyle de kendine has olabilmeyi başarıyordu.

Süper kahraman filmleri 2000’li yıllarda patladı, fantastik sinemayı besleyen ana damar haline geldi. Belli formüllerin dışına çıkmayan, çabuk tüketime uygun bir biçimde -küçümseme amaçlı söylemiyorum- üretilen bu filmler, Hollywood’un risk almak istemediği yapımlar olarak biliniyor. Temelde gişeye oynayan süper kahraman filmlerinin de zaman zaman cesur örnekleriyle karşılaşıyoruz. Watchmen bunların başında geliyor. Soğuk Savaşı’ın dolayısıyla da nükleer savaş paranoyasının sürdüğü ve Nixon’ın hala başkan olduğu bir 80’ler portresi çizen Watchmen, emekliye ayrılmış bir süper kahramanın ölümüyle açılarak zaten ne kadar farklı bir noktada durduğunu belli ediyor. İşte Watchmen’ın önemsenmemesinin ana sebebi tam da bu: farklı olmak…  

Watchmen, pek çok açıdan türün diğer örneklerinden ayrılıyor. Alternatif gerçeklik yaratmasından, kurgusuna, süper kahramanlarımızın toplumdaki konumuna ve hatta içinde uzun bir seks sahnesi olmasına kadar sayabileceğimiz kendine has birçok özelliği var. Özellikle de tercih edilen flasbackli kurgu anlayışı ve filmin bir süper kahraman filmi değilmişçesine bir anlatı tutturularak çekilmesi klasik bir Hollywood blocbusterı bekleyen seyirciyi ters köşeye yatırdı. Avengers’taki gibi esprilerin havada uçuştuğu, aksiyonun hız kesmediği, dolayısıyla da genel kitle için ‘eğlencesiz’ bir dünya sunduğu için sevilmedi Watchmen.

Çizgi romanın karmaşık yapısı sebebiyle uyarlamasının bir hayli zor olduğunu hesaba katarsak Snyder’ın hafife alınmaması gereken bir iş başardığını söyleyebiliriz. Watchmen’i baş tacı eden küçük bir kitlenin dışında, filmin genel olarak önemsenmemesini şöyle yorumlayabiliriz:  süper kahraman filmleri yediden yetmişe her yaş grubuna hitap etme düşüncesiyle çekilirler ve yaş sınırlamasına takılmamak için özen gösterirler. Watchmen ise sadece yetişkinler için çekilmiştir. Kafamızdaki süper kahraman imajını yerle bir eden film; oldukça sağlam dramatik yapısı, ‘yaşayan’ karakterleri, nefis görselliği ve estetiğiyle bir çizgi roman uyarlamasından çok daha fazlasını sunan bir başyapıttır.