12 Aralık 2015

In the Heart of the Sea 1 Ocak'ta Vizyonda!


1820 kışında, New England balina gemisi Essex kimsenin inanamayacağı bir şeyin saldırısına uğradı: Neredeyse insanlara özgü bir intikam dürtüsüne sahip, dev cüsseli bir balina. Gerçek bir deniz felaketi olan olay Herman Melville’in Moby-Dick’ine ilham kaynağı olacaktı. Ama roman hikayenin yalnızca yarısını anlattı. In the Heart of the Sea (Denizin Ortasında) bu karşılaşmayı takip eden dehşet verici olayları konu alıyor: Geminin sağ kalan mürettebatının sınırlarını sonuna kadar zorlayan, onları akla gelemeyecek şeyler yapmaya mecbur bırakan olayları. Sarsıcı fırtınalar, açlık, panik ve umutsuzluk karşısında bu adamlar, hayatlarının değerinden yaptıkları işin ahlakına kadar, en derin inançlarını sorgulayacaklardı.

Bu, tüm zamanların en önemli deniz yolculuğu hikayelerinden biridir: Nantucket’tan yola çıkan Essex adlı balina gemisi bir deniz canavarının -eşsiz bir boyuta ve niyete sahip beyaz bir balina- saldırısına uğrar. Sadece birkaç mürettebat hayatta kalır. Onların da olağanüstü zorlukların üstesinden gelmesi gerekmektedir ki hayatta kalıp hikayelerini anlatabilsinler. Fakat o dehşet verici yolculuktan sonraki 200 yılda, gerçekler tarihin içinde eridi, ilham kaynağı olduğu ünlü romanın, Herman Melville’in Moby-Dick’inin gölgeside kaldı. Şimdi yönetmen koltuğunda Ron Howard’la, Essex efsanesi, geminin cesur mürettebatı ve o mitleşmiş beyaz balina In the Heart of the Sea ile ilk kez beyaz perdeye taşınıyor.

Moby-Dick bir kurgu; oysa In the Heart of the Sea Melville’in klasikleşmiş romanını besleyen gerçek destanı hayata geçiriyor. Yönetmen Ron Howard bu konuda şunları söylüyor: “Essex’in gerçek hikayesi muhteşem. Çok sahici; özünde zengin ve sinematik; pek çok iniş çıkış ve sürpriz barındırıyor. Ayrıca, film geçmişte geçiyor olsa da, ilişkiler, hayatta kalma, insanlık ve doğa gibi bugün de özdeşleşebileceğimiz, düşündürücü temalara sahip; tüm bunlar insan olarak kim olduğumuza dair hassasiyetlerimizle bağlantılı.”