Stanley Kubrick, bilim kurgu yazarı Brian Aldiss'in kısa öyküsünden geliştirdiği 'Yapay Zeka' film projesini hep ertelemek zorunda kaldı ve hikayeyi Steven Spielberg'e teslim etmek istiyordu ancak Spielberg filmi yönetmeyi bir çok kez reddetti. Ta ki 1999 yılında Stanley Kubrick aramızdan ayrılana dek... Kubrick'in Yapay Zeka'yı Spielberg'in çekmesini istemesindeki ısrarın sebebi hikayenin duygusal boyutuydu. Ve Spielberg, Kubrick'in mirasını tüm yeteneklerini sergileyerek -filmin senaryosunu da Kubrick'in çalışmasının üzerine koyarak kendisi yazdı- tamamladı.
21. yüzyılın ortaları... Çocuk sahibi olmalarına izin verilmeyen çiftler için Sibertronik Üretim Şirketi, David adında, sevmeye programlanmış ilk robot çocuk üretir. David, o sırada çocukları bir tür komada olan Sibertronik işçisi Henry ve eşi Monica tarafından bir deneme süreci dahilinde evlat edinilir. David, kısa süre içinde annesine bağlanır ancak ailenin hasta çocuğu iyileşip de eve dönünce David için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Yalnızlığa terk edilen David, oyuncak ayısı Teddy ile birlikte nereye ait olduğunu bulmak için bilinmeze doğru bir yolculuğa çıkacaktır.
Bir robot gerçekten sevebilir mi? Eğer severse insanın yerini alabilir mi? gibi sorularla başlıyor filmimiz ve makine-insan sorunsalına farklı bir açıdan bakmayı deniyor. Yapay Zeka'nın Kubrick'in başyapıtı 2001: A Space Odyssey'in izinden gittiğini söyleyebiliriz. Şöyle ki: 2001'de makineleşen insan, insanlaşan makine filmin ana temalarından biriydi. Yapay Zeka'da ise insanlaşan makine filmin merkezinde yer alıyor. Sevmeye programlanmış bir çocuk robotun, bir insanı -annesini- sonsuz bir sevgi ve sadakatle sevmesini ve karşılığında sevgi beklemesini olabildiğince duygusal -yer yer iç burkan- masalsı bir anlatımla işliyor. Öte yandan uzak bir gelecekte geçen öyküde son derece karamsar bir gelecek öngörülüyor. Küresel ısınma sonucu bir çok kent sular altında kalmış ayrıca doğal kaynaklar tükenmenin eşiğinde. Bu noktada tüketmeyen üreten makinelerin yavaş yavaş insanın yerini alması kaçınılmaz oluyor. Spielberg, gerek tematik gerekse de görsel olarak hikayenin hakkını vermiş. Yapay Zeka, Kubrick'in mükemmelliyetçiliği ve mesafeli tavrı ile Spielberg'in hikaye anlatma becerisi ve duygusallığının bir araya geldiğinde nasıl sonuç vereceğini görme açısından da çok önemli.
Kubrick çekseydi nasıl olurdu?
Kubrick'in Yapay Zeka projesini bir saplantıya dönüştürmesi boşuna değil. Belli ki büyük deha yeni bir 2001: A Space Odyssey yaratabileceğini düşünüyordu. Yaratabilirdi de. Tek tereddütü ise hikayedeki aşırı duygusallıktı. Kubrick çekseydi muhtemelen daha az diyalog daha çok imge kullanırdı. İnsan-makine ilişkisi ve varoluş üzerine daha büyük laflar eder ve felsefik okumalara açık daha derinlikli bir film çıkarırdı. Yapay zeka, Spielberg'in ellerinde bir bilim kurgu başyapıtına dönüştü elbette ama Kubrick çekebilseydi yeni bir bilim kurgu destanı yaratacaktı hiç şüphesiz.
Son söz: Kubrick görse gurur duyardı.