26 Eylül 2015

Bir Zamanlar Sinema öneriyor - #31 Rabid Dogs


İtalyan korku sinemasının Dario Argento ve Lucio Fulci ile birlikte en yetkin üç isminden biri olan Mario Bava’nın korku janrı dışına çıktığı ancak alanından da çok uzaklaşmadığı çalışmalarından biri olan Rabid Dogs, yönetmenin en sağlam işlerinden. Öneri listeme eklerken tereddüt etmediğim bir film.

Üç hırsız gerçekleştirdikleri soygun sonrasında polisten kaçarken bir kadını rehin alırlar. Daha sonra bir aracın yolunu kesip oğlunu hastaneye yetiştirmek için acele ettiğini söyleyen bir adamı da rehin alarak şehir dışına doğru yola koyulurlar. 5 karakterin yolculuk esnasında yaşadıkları, hemen hemen tamamı bir arabanın içinde geçen filmin hikayesi denilebilir.

Filmi temposu yüksek bir açılış sekansıyla açan Bava, karakterleri tanıtayım veya derinleştireyim derdinde olmadığını daha ilk dakikalarda belli ediyor. Gözünü kırpmadan cinayet işleyebilen üç azılı suçlu ve rehinelerin gerilim yüklü yolculuğunun nasıl sonuçlanacağı, yönetmenin, seyircinin merakını diri tutmayı başardığı anlatısıyla filmin son ana dek sorunsuz ilerlemesine olanak veriyor. Peki, Rabid Dogs’u klasik bir rehine filmi ve suç filmi olmaktan kurtaran nedir derseniz, spoiler olmaması için bahsedemeyeceğim sürpriz finali diyebilirim. Bu öyle bir final ki, yönetmenin ne yapmaya çalıştığını ancak o zaman anlıyorsunuz. Hikayeye farklı bir bakış açısı kazandıran final üzerinden suçluluk ve masumiyet kavramları da sorgulanabilir. Elbette bugünün sürpriz finalleri gibi sondaki sürpriz üzerine kurgulanan bir film değil Rabid Dogs. Bu da onu daha kıymetli yapıyor. Bava, açıkça neye inanmak isteseniz ona inanırsınız diyor. Kısacası leziz aldatmacasıyla sınıf atlayan bir film bu.

Rabid Dogs, değil ait olduğu 70’lerin, tüm bir suç filmi külliyatının türü taze fikirleriyle besleyen önemli örneklerinden biri.