6 Haziran 2016

Genius 10 Haziran'da vizyonda!


Dünyaca ünlü kitap editörü Maxwell Perkins (F. Scott Fitzgerald ve Ernest Hemingway'i keşfeden kişi) ve etkileyici edebiyat devi Thomas Wolfe arasındaki karmaşık dostluk ve hayatlarını değiştiren mesleki ilişkilerini konu eden bir dram olarak tanımlanan Genius, Michael Grandage'ın ilk uzun metraj çalışması. Kadrosunda Colin Firth, Jude Law, Nicole Kidman, Laura Linney ve Guy Pearce gibi başarılı ve popüler oyuncuların ye aldığı film 10 Haziran’da gösterime giriyor.

Filmin konusu

Genç yaşında ün ve başarıya ulaşan Wolfe, çarpıcı yeteneğiyle örtüşen etkileyici de bir karaktere sahiptir. Perkins, tüm zamanların en saygıdeğer ve tanınan edebiyat editörlerindendir ve F. Scott Fitzgerald ve Ernest Hemingway gibi sembolleşmiş roman yazarlarını keşfetmiştir. Wolfe ve Perkins arasında şefkatli ve karmaşık bir dostluk gelişir. Eğitici ve önlenemez dostlukları, bu parlak ama birbirinden çok farklı iki adamın hayatını sonsuza dek değiştirecektir. 

Senarist John Logan’ın Genius ve uyarlama süreciyle ilgili düşünceleri

Genius, John Logan'ın, Maxwell Perkins'in hikâyesini 20 yıllık beyazperdeye taşıma yolculuğunun sonucu. Logan şöyle diyor: "Kitabı ilk okuduğum andan itibaren 'Bu hikâyeyi anlatmalıyım' dedim. Senarist, hikâyenin, herhangi bir yaratıcı ilişkiyle paralellik gösteren potansiyelini gördü. Ben de yazar olduğum için, hikâyedeki konularla empati kurabiliyordum. Başarıyla olan mücadele, bu başarının sizi ve etrafınızdaki insanlarla olan ilişkilerinizi nasıl değiştirebileceği, bana çok büyüleyici geliyor." Logan devam ediyor: "Amerikalı bir yazara göre, içinde Thomas Wolfe, F. Scott Fitzgerald ve Ernest Hemingway'in olduğu bir hikâyeye bakmak, insanın gözünü korkutan bir mücadeleydi. Üçü de 20. yüzyıl Amerikan edebiyatının duayenlerindendi.

Bir yutkundum, oturdum ve şöyle dedim: "Şimdi F. Scott Fitzgerald'a bir sahne yazmalıyım. Ama benim ilgimi çeken hayatlarımızın üzücü gerçeği, Thomas Wolfe'un neredeyse tamamen unutulmuş olması. Genius’ın bu konuda bir katkısı olacaksa, umarım insanların 'Look Homeward, Angel' ya da 'Of Time and the River'ı alıp okumaya başlamalarını sağlaması olur." Logan, 1999'da, Any Given Sunday filmine yazdığı ilk senaryosunu satarak kazandığı parayla, Berg'le Los Angeles'ta buluşma planları yapmış. "Scott'a 'beni tanımıyorsun ama bu kitabı gerçekten uyarlamak istiyorum' dedim." Dediğine göre Berg, doğal olarak ilk biyografisine korumacı yaklaşmış. "Hiç Thomas Wolfe okuyup okumadığımı sordu. Utana sıkıla okumadığımı itiraf etmek zorunda kaldım ama görevim belliydi. Bütün yazı Wolfe'un eserlerini okuyarak geçirdim. Dört romanını ve kısa hikâyelerini okudum, ne olduğunu anlamak için Kuzey Carolina'ya gittim, Scott ve ben bunu konuşma sürecine girdik." A. Scott Berg, Amerikan edebiyatının en belirleyici döneminin arkasındaki gerçek hikâyeye, 60'ların ortasında, ergenlik yıllarında ilgi duymaya başlamış. Şöyle diyor: "F. Scott Fitzgerald'ın eserlerine olan tutkum o kadar yoğunlaştı ki, Fitzgerald oraya gittiği için üniversiteyi Princeton'da okudum." Princeton'daki ikinci gününde, üniversitenin Fitzgerald'a ait arşivlerini karıştırmaya başlamış ve Max Perkins'in Fitzgerald'ın eserlerine olan katkısını da orada topladığı binlerce dokümandan öğrenmiş. "Üniversitedeki dört yılımı Fitzgerald'ın yazılarını okuyarak geçirdim ve bulduğum en ilginç belgeler, Fitzgerald ve öldüğü güne kadar Max Perkins arasındaki yazışmalardı.

Logan şöyle diyor: "Bu bir drama ama aynı zamanda gerçek de bir hikâye. Bence önemli olan karakterlere ve tarihin ruhuna sadık olmak. Eserimde Marcus Aurelius'tan Mark Rothko ve Howard Hughes'a pek çok tarihsel şahsiyeti ele aldım. Tarihi bir dereceye kadar saptırabilirsiniz ama tamamen değiştiremezsiniz çünkü bu kötü niyete girer." Berg, zaten hiç böyle olmadığını söylüyor. "10'da 9, gerçek hikâye, bulabileceğiniz her dramdan daha dramatiktir. Filmde hiçbir yerde 'Tanrım, böyle bir şey olmadı' diye düşünmeme yol açan bir şey olmadı." Berg, romanı uyarlama sürecini şöyle anlatıyor: "John, buna dair görüşlerini de inancını da asla kaybetmedi. Arada tiyatro oyunu sahnelerken ya da James Bond filmi çekerken dikkati biraz dağıldı ama aklı hep başındaydı ve hep bizimle çalışabilecek bir yönetmen, yıldız ya da yapımcı arayışındaydık." Logan şöyle diyor: "Tamamen güvenebileceğim bir ortak alabilirdim. Yıllar içerisinde sayısız oyuncu, yönetmen ve yapımcıyla bunu nasıl yapabileceğimi konuştum."