14 Haziran 2016

Bir Zamanlar Sinema öneriyor - #48 Paprika


Hiçbir zaman Hayao Miyazaki gibi bir popülariteye sahip olamadan bu dünyadan göçen usta anime yönetmeni Satoshi Kon’un dördüncü ve son filmi olan Paprika, animasyon sinemanın zirve noktalarından biridir. Psikoteknik araştırma merkezinde bir grup terapistin, hastalarının rüyalarını kaydedebilecekleri DC Mini adlı bir cihaz icat etmesi ve bu cihazın çalınarak kötü emeller için kullanılmasıyla gelişen olayları konu edinen Paprika, yaratıcılıkta sınır tanımayan bir şaheser. 

Christopher Nolan’ın bilinçaltı bilimkurgusu Inception’ı derinden etkileyen ve pek çok açıdan esin kaynağı olan bu film, rüyaları kullanımıyla, türün diğer örneklerinden büyük ölçüde ayrılmayı başarıyor. Bu teknoloji The Cell ve Inception’da başka birinin rüyasına girme, başkasının rüyasını paylaşma ve rüyanın sahibinden ya bilgi çalmak ya da bilgi ekme gibi bir işleve sahipken, Paprika’da hastaları tedavi etme arzusuyla hayata geçiriliyor. Ancak filmin rüyaları kullanımı oldukça farklı. Birinin kafasına yapay bir rüya sokulabilmesi, hem de bunun kişi uyanıkken yapılabilmesi, insanın rüya âlemine çekilip sahte bir gerçeklikle baş başa bırakılarak ölüme dahi götürülebilmesi gibi fikirleri Paprika’yı sanal gerçeklik bilimkurgularına yaklaştırıyor. Rüyalarımızın kaydedilebilmesi ve bir rüyanın diğer zihinlere sokulabilmesi de filmin bilimkurgusal zenginliğinin göstergelerinden biri denilebilir. İnsanoğlunun en savunmasız olduğu anlarda ele geçirilerek yönlendirilebilmesi fikri oldukça korkutucu olsa da filmdeki kötülüğün, bizi çok daha korkutucu bir noktaya doğru sürüklediğini görüyoruz. Kötü karakterimiz, rüyalarımız aracılığıyla yeryüzünde yaşayan tüm ruhları bedenin sınırlamalarından kurtaracağına inanıyor. Bu arzusu uğruna gözünü karartması ve kendisini Tanrı yerine koymasıyla bilimin kötü emeller için kullanıldığında insanlığı nihai sona götüreceğine dair özgün bir hikâye ile baş başa kalıyoruz. 

Satoshi Kon rüyaları birer fantezi alanı olarak kullanıyor. Hem çizgilerin hem de rüyaların verdiği özgürlüğe güvenerek benzeri olmayan bir âlem inşa ediyor. Karnavalı kabusa dönüştürüyor ve akıllara kazınacak imgeleriyle parmak ısırtan bir işe imza atıyor. Rüyaların iç içe geçerek birleşmesi ve rüya âleminin gerçekliğe nüfuz etmesi gibi şaşırtıcı fikirleriyle son derece özgün ve hayranlık uyandırıcı bir anime olan Paprika, Satoshi Kon’un cesur anlatısı, seyircinin zekâsını hafife almaması, tekrarlanan sahnelerin büyüsü ve doyumsuz görselliğiyle unutulmayacak bir sinemasal deneyim vadediyor.