17 Ocak 2019

Yeni başlayanlar için Queen: Bohemian Rhapsody


70’li ve 80’li yıllara damgasını vuran Freddie Mercury ve Queen grubunun yükseliş hikayesine ve çoğunlukla parlak kariyerlerine odaklanan Bohemian Rhapsody, ödül sezonunun özellikle Rami Malek’in Freddie Mercury yorumuyla adından sıkça söz ettiren filmlerden biri oldu diyebiliriz. Queen hayranlarını memnun etme hususunda pek de başarılı olamayan film, bana kalırsa yılın en önemli sinema olaylarından… 


Klasik bir yükseliş hikayesi 

En baştan söylemekte bir sakınca yok; Bohemian Rhapsody, Freddie Mercury ve Queen’in kariyer yolculuğunu sıkça klişelere yer veren bir anlatıyla ele alıyor. Queen’in kuruluşu, popülarite kazanması, grubun dünyaya açılmasıyla paralel olarak aralara Freddie Mercury’nin özel yaşamındaki çalkantılar da ekleniyor. Freddie’nin idealleriyle babasının, oğlunun geleceğine yönelik ideallerinin çarpışması, Fredddie’nin Mary Austin’e romantik evlilik teklifi, grup için tartışmalar ve bir noktada birçok grubun başından geçen dağılma süreci sonrasında yaşananların klişe olduğunu kabul etmek gerekiyor. Ancak şunu da kabul etmek gerekiyor ki; yönetmen Singer bu klişeleri hiç de fena kullanmıyor. Grubun dağılma sürecinde yaşanan çöküş, Freddie’nin AIDS’e yakalanması, yalnızlaşması ve sonra tekrar bir araya gelmeleri, yükseliş-düşüş-yükseliş formülünün kusursuz bir biçimde uygulanmasına imkan tanıyor ve seyirci üzerinde umulan etki yakalanabiliyor bu sayede. Şüphesiz, bazı olaylar hızlı geçiliyor veya yeterince zaman tanınmıyor ama Singer filmin ritmini de düşünmek zorunda olduğundan kimi eksikleri göz ardı etmek gerekiyor. 

Nasıl bir biofilm? 

Her biyografik filmin bir ağırlık merkezi vardır. Hayatı anlatılan şahsın ya mesleki başarıları ya da özel hayatı ön planda tutulur. Söz konusu dünya çapında bir star olduğunda seyirci hangisine ağırlık verilmesini tercih eder? Bu soruya çoğunluğun mesleki kariyeri diyeceğini düşünüyorum. Senarist Anthony McCarten böyle düşünmüş ve Bohemian Rhapsody, bu son derece doğru tercihle yola çıkarak başarı sinyalini vermiş. Zaten filmin Queen grubunun kariyerinde hayati bir öneme sahip Live Aid konseriyle açılıp kapatılması ve bilhassa da kapanışın yaklaşık 15 dakika süren göz alıcı performansa ayrılması, seyirciyi etkisi altına alma işlevinin dışında filmin yaratıcı ekibinin mantalitesini de gözler önüne seriyor. We Will Rock You ve filme adını da veren Bohemian Rhapsody şarkısının ortaya çıkış sürecini izlemek ve Mercury’nin türleri karıştırma düşüncesinin somut örneklerle verilerek müzikal dehasının karşılığının bulunabilmesi filmin ilk etapta sayılabilecek artıları diyebiliriz. Singer’ın filmi, Freddie Mercury için Queen’in, Queen için de Mercury’nin ne ifade ettiğini grubun dağılma aşaması ve sonrasındaki anlatısıyla iyi ifade edebilmiş. Grubun dağılma sebepleri filmin tartışılabilir yönlerinde biri kabul etmek gerekiyor ki. Mercury’nin solo albüm anlaşmasının, kendisine Michael Jackson’un başarılarının bahsedilmesinden sonra gelmesi, Freddie’nin hırslı kişiliğinin, yeni şeyler deneme ve en tepede olma arzusunun bir dışavurumu esasında. Ancak filmin bu arzuyu o kadar da iyi yansıtamadığını düşünüyorum. Bohemian Rhapsody’nin kabaca %75’i Queen’in müzikal kariyerine, %25’i ise Mercury’nin özel yaşamına ayrılmış. Filmin dramatik yapısı da bu %25’lik dilimin omuzları üzerinde… Filmin ikinci yarısında Mercury’nin eşcinsel kimliği üzerinden bir kendini bulma hikayesi izliyoruz. Singer’ın Mercury’nin eşcinselliğini filmin dramatik yapısına hizmet edecek başat faktör olarak gördüğünü-kullandığını ve biraz korkak davrandığını söyleyebiliriz. 

Yeni başlayanlar için Queen! 

Bohemian Rhapsody, genel kitlenin gönlünde yer etse de Queen fanları pek memnun olmuş gibi görünmüyor. Bu memnuniyetsizliğin başlıca sebebi, filmin gerçekleri tahrif etmesi. Mercury’nin hastalığını grup arkadaşlarına açıkladığı sahne, gerçekte olması gerekenden çok daha önce yer alıyor filmde. Biraz araştırdıktan sonra bunun gibi başka ayrıntılar olduğunu da öğrendim. Ne var ki, biyografik filmlerde filmin çıkarları için tahrifat yapılabilir. Singer’ı daha cesur olamadığı eleştirebiliriz ama bu hususta üzerine gitmenin gereksiz olduğunu düşünüyorum. Film, Queen’in müzikal kariyerine odaklanıyor evet ama yükseliş hikayesi akıp giderken Queen’i Queen yapan kimi şarkıların kısa kısa geçilmesi ve gerçek Queen’in yansıtılamadığı yönündeki görüş daha çok Queen fanlarını bağlıyor. Dolayısıyla da Bohemian Rhapsody daha çok Queen hakkında bilgisi olmayan veya Queen dinlemeye yeni başlamış sinema severlere hitap ediyor dersek yanılmış olmayız. Kuşkusuz ki, fanlar için de Live Aid konseri gibi iyi düşünülmüş pek çok detay var filmde. 

Freddie’nin hareketlerini taklit etmede ve şarkıları sanki o seslendiriyormuş izlenimi yaratmada kusursuz bir iş çıkaran Rami Malek, Bohemian Rhapsody’nin en büyük kozu. Freddie Mercury’nin enteresan kişiliği ve Queen’in seyircisini coşturan şarkılarından da güç alan film, grubu sevdirecek kadar iyi bir film… 8.4\10