7 Kasım 2024

Bir Zamanlar Sinema Öneriyor: #73 Iphigenia

Antik Yunan tragedya yazarlarından Euripides'in, Iphigenia Aulis'te eserinden sinemaya aktarılan Iphigenia, yönetmen Michael Cocoyannis'in Yunan trajedileri uyarlamalarının (Electra, The Trojan Woman) sonuncusu ve en göz alıcı olanıdır. Klasik eserin, kendi topraklarından gelen bu uyarlama, bir yönetmenlik başarısı olmakla birlikte adaptasyonun sadakati, prodüksiyon kalitesi ama en çok da tragedyanın duygusunu her anında hissettirebilmesiyle mühim bir film...

Mitolojiye göre; Kral Agamemnon, bir gün avlanırken Tanrıça Artemis’e ait kutsal bir geyiği öldürür. Bu durum Artemis’in Agamemnon’a karşı kin ve öfke beslemesine neden olur ve Artemis, rüzgârların esmesine mani olur. Agamemnon’un filosu Troya’ya varmak için rüzgârı beklemektedir. Tanrıça, ancak Agamemnon kızı Iphigeneia’yı kendisine kurban verirse, öfkesinden vazgeçecek ve filonun yola çıkmasını sağlayacaktır. Euripides'in eseri bu mite dayanıyor, bu mitin edebi bir aktarımı denilebilir. Filme baktığımızda, eserin birebir bir uyarlaması olduğunu görüyoruz. Film, Yunan ordusunun sahilde bekleyişiyle açılıyor. Rüzgar çıkmadığı için bitmek bilmeyen bekleyişin bezdirdiği askerleri izliyoruz. Geyiğin öldürülmesi ve Artemis'ten gelen can alıcı istekle filmin sonuna kadar sürecek bir kaosa tanıklık ediyoruz.

Öncelikle Agememnon'un ikilemi dikkat çekicidir. Pek sevdiği kızını kurban etme düşüncesiyle kahrolmuş bir baba portresi çizer. Diğer yanda kardeşi Menelaos'un onuru vardır. Kardeşlerin hararetli tartışmaları, birbirlerini ikna etme çabaları esnasında yaşadıkları gerilim seyirciye geçiyor. Agememnon ile karısı Klytaimnestra'nın yüzleşmesi ise daha çok acı veriyor. Bir anne olarak Klytaimnestra'nın çaresizliği ve ne olursa olsun mevcut durumu kabullenemeyişi bu trajediyi ölümsüz kılan önemli unsurlardan biri. Iphigenia'nın çırpınışları, kaderini kabullenişi ve kahramanlaşmasını yönetmen Cocoyannis, Euripides'ten bile etkili anlatabilmiş olması, sinemanın anlatım gücünü sonuna kadar kullanabilmesinden kaynaklanıyor. Hikayeyi içselleştirebildiğinizde oldukça dokunaklı bir filme dönüşüyor Iphigenia. Diğer Yunan tragedyalarında olduğu gibi hikayedeki karakterler ve durumlar üzerinden giderek, insan psikolojisine dair derin incelemeler yapabileceğimiz bir alan da açıyor film. Euripides'in metninin gücü filme de yansıdığı için, tercihinizi öncelikle filmden yana kullanmak isterseniz, hiç pişman olmayacağınızı düşünüyorum.

Mitoloji uyarlamaları içerisinde özel bir yeri olan film, dönemin epik film anlayışından payını almış gibi görünüyor. Zira bu hikayeye, bir epik filmin, bir destanın ön bölümü olarak da bakabiliriz. 70'ler sinemasının keşfedilmemiş, kıymetli işlerinden olduğunu düşündüğüm Iphigenia, sanat yönetiminden, özenli castına, tragedyanın hakkını vermesinden, olgun sinema diline kadar övgüye değer pek çok niteliğiyle izlenmeyi bekleyen bir klasik...