4 Ağustos 2013

Gattaca


Tanrı’nın el işini düşünün, onun çarpık yarattığını kim düzeltebilir?" 
                                                                                   Ecclesiastes 7:13 

                                                                                           Sena Gönendik Yazdı
Yıl 1997. Yönetmen koltuğunda Andrew Niccol (aynı zamanda senaryoyu da o yazmıştır), yapımcı koltuğunda ise Danny Devito vardır. Filmimiz ise Gattaca’dır.  Bilim-kurgu türünün en iyi örneklerinden biri olan filmde baş rol olarak Uma Thurman (Kill Bill), Ethan Hawke (Before Midnight) ve Jude Law (Alfie, Sherlock Holmes) var.  Gattaca, film atmosferi boyunca ağır bir havada ilerlese de Vincent’ın anlatıcılığının yardımıyla olaya daha güzel vakıf oluyoruz.

Konusal olarak ele alırsak, bilimin ilerlemekle kalmayıp dünya üzerindeki her şeye müdahale ettiği bir dönemden geçiyor dünya. Bu dönemde her şey genler üzerinde sürüyor. Genetik mühendisleri kusursuz insanlar üretiyor bilimsel anlamda ve normal doğum-Tanrı’nın yarattığı- insanlar gereksiz, dejenere olarak nitelendiriliyor ve konumsal olarak arka planda bırakılıyorlar. Vincent (normal doğan) astronot olmak istiyor, ama sağlık koşulları ve “süper insan” geni buna müsaade etmiyor.  Ama bir gün, süper insan geni taşıyan, Jerome ona kimliğini ve gen özelliklerini veriyor. Vincent artık Jerome’dur ve kurulan bir tezgâhla orada astronot adayı olarak üst mevkide işe giriyor ve hayatı bir anda değişiyor. Ama bir gün bir cinayet işleniyor ve bu düzenli hayatı bir anda riske giriyor.



Güzel bir başarı öyküsü Gattaca. Kimse Vincent’tan bunu beklemiyordu, hatta 30 yaşını bile göremeyecekti. Ama ondan beklenmeyeni yaptı.  “Azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz”ı bize çok güzel vermiş. Ciddi fedakârlıkla hayatta istediği tek şeyi yine hayattan çekti koparttı Vincent. Ve son yarışta ağabeyine dediği gibi hiçbir şeyi geride bırakmadı. Genetik özelliklerin asla bir başarı alameti olmayacağı ve ne kadar mükemmel olursanız olun, başarınız sizin azminizle, çalışmanızla ve hayatın size getireceği ile ölçüleceğini anlatmış bizlere.

Başka bir durum daha var Gattaca ile ilgili. Ayrımcılık, ırkçılık hiçbir zaman dünyayı terk etmedi; sınıflar arası ayrımcılıktan tutun da derinin rengini ayrıldığı hatta işin cinsiyetlere vardığı bir dünyamız var. Filmde ise alelade genler üzerinden uygulanan bir ırkçılık var. Böylesine ilerlemiş bir teknolojiyi insan ırkı sırf para uğruna mahvediyor.




Günümüzdeki teknoloji çağının ne kadar ilerlediğini düşünürsek çok da uzak olmayan bir öngörüyü sunmuş bize Gattaca. Gen üstünlüğünü bize sunarken kader gibi bazı temel kavramları es geçmemiş. “There is no gene for faith.” (Kader için bir gen yoktur.) diyor Vincent. Her şey olacağına varır.

Farklı bedenlerde, farklı hayalleri gerçekleştiren iki birey Jerome ve Vincent. Biri alevlerle geleceğine uçarken, diğeri ise alevlerle kendi deyişiyle seyahate çıkıyor. Adeta gelecekler el değiştiriyor.

Bilim kurgunun dram ayağı olan Gattaca, pek çok yönüyle seyirciyi kendine hayran bırakıyor.

Ek bilgi: Gattaca adı dna'ya atıfta bulunuyor. Adı adenin, timin, guanin ve stozin bazlarından oluşuyor. Bkz: IMDB