Tim Rice ve Andrew Lloyd Webber’in 70’li yılların ses getiren rock opera tarzındaki Broadway müzikali Jesus Christ Superstar, aynı dönemde bir sinema uyarlamasıyla da seyirci karşısına çıkmıştı. 1971’de Fiddler on the Roof ile müzikal türünün en iyi örneklerinden birine imza atan Norman Jewison, 1973’te de cesaret isteyen Jesus Christ Superstar müzikali için kamera arkasına geçmiş ve bu alandaki yetkinliğini konuşturmuştu.
Sayısız kez beyazperdeye konu olan Hz. İsa, insanlık tarihinde olduğu gibi kimi uyarlamalarıyla sinemada da pek çok tartışma yarattı. Pasolini’nin Matyas’a Göre İncil’i, Scorsese’nin Günah’a Son Çağrı’sı ve Jewison’ın Jesus Christ Superstar’ı başta gelenler…
Jesus Christ Superstar, 1999 yapımı Shakespeare uyarlaması Titus gibi post modern bir film. Açmak gerekirse, her iki eser de aynı mantıkla hareket ediyor. Anlattıkları hikayeyi sabitliyor, günümüzün araç-gereç vb. detayları kullanıp, mantığı devre dışı bırakıyorlar ve farklı bir estetik hazzın peşine düşüyorlar. Teartal bir havanın da estiği filmde karakterlerimiz ıssızlığın ortasında bir bölgeye otobüsle geliyor, herkes rolü gereği kıyafetlerini değiştiriyor ve şov başlıyor…
Hz. İsa’nın son dönemini odağına alan film, İncil’deki ikonografiyi büyük oranda takip ederek ilerliyor. Aralarda eklemeler yapıyor ve detaylara takılıp kalmıyor. Karakterlerimizin kendilerini şarkılarla ifade edebildiği film, meselenin özüne sadık kalsa da kendi yorumunu katmaktan geri durmuyor. Yahuda İskariot’un siyahi bir figür olmasından tutun, son akşam yemeğinin gündüz yenmesine kadar sayabileceğimiz birçok değişiklik mevcut. Ama elbette bunların bir önemi yok. Jesus Christ Superstar, herhangi bir tarihi olay veya durumun o günün koşullarına göre değerlendirilmesi gerektiği gerçeğini bir kenera bırakıp, Hz. İsa’nın yaşadıklarına bugünün penceresinden bakmayı deniyor. Bu bağlamda, 70’lerin dünyasında Hz. İsa’nın bir süperstardan farkının olmayacağı, dünya değişse de güç ve iktidar sahiplerinin kendi çıkarları doğrultusunda hareket edecekleri ve bunun değişmezliği vurgulanıyor.
Jewison’ın Hz. İsa yorumu oldukça tartışmalı. Çarmıha giden yolda İsa’nın tanrıyı sorgulaması, Neden ölmek zorunda olduğunu anlamaması, ölürse ödülünün ne olacağını merak etmesi gibi abes sorular sorması ve biçare bir İsa portresi çizilmesi post modern bir uyarlamada dahi göze batıyor. İsa’nın tanrısallığından arındırılıp insani yönünün öne çıkarılması bir artı olsa da bilgeliğinin törpülenmesi düşündürücü. Oyuncuların şarkı söyleme becerileri ve Andrew Lloyd Webber’in harika besteleriyle müzikal bir şölene dönüşen Jesus Christ Superstar, türün zirvelerinden. 8.8\10