9 Kasım 2015

Bir Zamanlar Sinema öneriyor - #34 Pina


Zamanın Akışında, Berlin Üzerinde Gökyüzü ve Paris Texas gibi unutulmaz filmlerin yönetmeni Wim Wenders, Alman Sinemasının önde gelen isimlerinden biri. Kurgusal filmlerinin yanı sıra çok sayıda belgesel çeken Wenders, bu kez tanımlamakta zorlandığımız bir film modeliyle çıkıyor karşımıza. Modern dansın efsanelerinden Pina Bausch'un anısına hazırlanan Pina için belgesel-müzikal-dans filmi gibi tanımlamalar yapabiliriz. Wim Wenders ve Pina Bausch, bir dans filmi yapmak için kollarını sıvamışlar. Ancak 2009 haziranında Bausch'un kansere yenik düşmesi sonucunda yoluna tek başına devam etme kararı alan Wenders, projeyi birtakım değişikliklere giderek tamamladı ve filmini Pina Bausch'a adadı.

3D olarak vizyona giren Pina'nın bir hikaye kurgusu yok. Film, Tanzheater Wuppertal adlı Alman dans topluluğunun canlı performanslarından ve Pina'nın eserlerinden oluşuyor. Pina, iki koldan ilerliyor. Birincisi; salonda seyircinin önünde (bize de salonda canlı izliyormuş hissiyatı vererek) sergilenen performanslar, ikincisi; parkta, metroda, sokakta veyahut kapalı bir yüzme havuzunda solo, ikili ve grup performanslar şeklinde vuku buluyor. Ayrıca performansların arasına dansçıların Pina hakkında kısa kısa düşüncelerini ve Pina sevgilerini dile getirdikleri bölümler iliştirilmiş. Böylece filme tam bir belgesel havası verilmiş.

Dans ve müzik konusunda yetkin olmadığım için türleri hakkında fazla yorum yapamam ama şunu söyleyebilirim: müzik ve koreografiler sürekli değişiyor, her dansa uygun müzik kullanılması (bazen enstrümantal bazen opera müziği ve türlü dans müzikleri) sıkılmanıza pek fırsat vermiyor. Mekan ve müziğin sürekli değişmesi bir sonraki sahneyi merakla beklemenizi sağlıyor. Pina'nın bir hikaye kurgusu yok belki ama her dans ile anlatılmaya çalışılan bir küçük hikaye var. Hatırlarsanız Lars Von Trier, Dogville ile sinemada tiyatro fonunu ve estetiğini kullanarak benzersiz bir işe imza atmıştı. Wim Wenders da Pina ile Trier'ın izinden gidiyor ve sahne sanatlarını sinemaya taşıyor. Dudak uçuklatan koreografilerini düşünürsek daha önce böyle bir şey izlemediniz diyebilirim. Türünü ve tarzını dikkate alırsak da Pina'nın her bünyeye göre olmadığını; özellikle dansa, müziğe ve farklı tatlara düşkün seyirciye hitap ettiğini söyleyebiliriz.