Wes Anderson'ın Grand Budapest Hotel’ini
beklerken seyretmekten zevk aldığım bu kısa film, Prada'nın reklam filmi gibi
gözükse de aslında Wes Anderson'ın filmlerinde izlediğim o atmosferi ve rengi
yansıtmakta geç kalmıyor. Prada geçen sene Roman Polanski ile başlattıkları
"Terapi"den sonra yeni kısa filmlerine de Wes Anderson ile devam
ediyorlar. Wes Anderson'ın Prada ile bir reklam filmi daha var. İlgilenenler
araştırabilir. O kısanın tadı da ayrı. Tabii ben ilginizi "Castello
Cavalcanti"ye çekmek istiyorum.
Burç Karabulut yazdı
1955 yılında Castello Cavalcanti adlı bir
kasabadayız. Yarış arabaları kasaban geçiyor. Kasabalılar bu duruma alışkın
olduklarını verdikleri destekle gösteriyorlar. Onlar için kesinlikle rutin bir
durum. Bir kısa filmin olmazsa olmazı rutini kendine has üslubuyla tek bir
kareyle vermeyi başarıyor Wes. Jed Cavalcanti yani kaza yapan yarışçı, kafede
oturan ahali tarafından hemen bağırlarına basılıyor. Telefon edip haber vermek
durumunda olan Jed, aslında kendi ailesinin ve atalarının olduğu bir kasabada buluyor
kendini.
Fellini hayranı olduğunu bildiğimiz Wes,
Fellini'nin "Dolce Vita"sında kullandığı İsa heykelinden, Amarcord'da
kullandığı yarış arabasına referans veriyor. Bir saygı duruşunda bulunuyor. Wes
Anderson, Fellini'yi onurlandırıyor. Steve Zissou'nun hayatını Felli'nin
ülkesinin Cinecitta’sında çeken bir yönetmenden daha azı beklenemezdi.
Filmde, İtalyanlılık kimliğini vurgulamak için
spaghetti, İtalyan misafirperverliği, aile değerlerine vurgu yapmak için
ata ve İsa heykeli, örgü ören teyze gibi birçok öğeye yer veren Wes, zaten
artık tanıdığımız Jason Schwartzman'ın komik performansıyla birleşiyor.
Jed'in (Jason Schwartzmann) kaza yaptıktan sonra
girdiği kafede bulduğu İtalyan olma bilinci de gülmenin dozunu artırıyor.
Ayrıca kasada oturan dilber ünlü italyan film aktrisi Sofia Loren imajını da
seyirciyle paylaşıyor. Homage yani Fellini'ye saygı, Wes'in auteurliğini açık
eden renkli karakterleri ve kamera arkasındaki Darius Khondji'nin yaptığı işle
müthiş kotarılmış bir kısa film.
Renkli mizansene de ayrı bir bakış atmadan yazıyı
sonlandırmadan olmaz. Sarının ağır bastığı bir tonla özellikle Jed'in telefonu
kullandığı sahnede kırmızı ve sarının bolca kullanıldığı adeta Formula 1
arabalarının dizaynına benzeyen bir dizayn yapıldığı görünüyor. Sarı perdelere
eşlik eden yeşil mobilyalar da cabası.
Prada mı Wes'i seçti, yoksa Wes mi Prada'yı seçti
bilinmez ama günümüzün rüya işçilerini kamera arkasında klas bir markayla
görmek sinema sanatının takdir görmesi demektir. Tabii ki artı olarak Wes
Anderson'ın hayran kitlesini ve onun sanatını öne taşıdığı da bir gerçek. Yine
de elimizde eli yüzü düzgün bir auteur Wes filmi niteliğinde bir kısa film var.
Benim gibi hayranları için yazmadan geçemezdim.