80’li
yıllarda yapılan araştırmalara göre en çok izlenen bu kısa animasyon, Norman
Mclaren’a ait olup kısaca iki adamın bir çiçek uğruna birbirleriyle kavga
etmesine dayanır. Aslında görünenden çok daha fazlası vardır filmde. Norman’ın
hayatına kısa bir bakış atarak bu filmin kökenine inmek doğru olacaktır.
Burç Karabulut yazdı
Aslen
Kanadalı olan Norman, filmi yapmadan önce kısa bir süre Çin’de kalmış. O zamanda
ise Çin Mao tarafından yönetilmektedir. Devrimin henüz başlarına tanık olmasına
karşın Norman, bu durumdan çok etkilenir ve savaş üstüne bu kısa filmi yapmaya
kendini teşvik eder. Bunun üzerine Montreal’deki Ulusal Kanada Film Daire’sinde
çalışmaya başlar. Bu filmi yaptıktan sonra filmdeki sahnelerden birini
çıkarması istenir. Bu sahne ise; iki adamdan da birinin ailelerini
öldürmesidir. Bu yüzden film, Avrupalı ve Amerikan seyircilerine
gösterilebilmesi için değiştirilmiştir. Tabii bu durum Vietnam Savaşı’nın
başlamasıyla tamamen değişecektir. Çıkartılan sahneler yerine konulacaktır.
Hem kısa
film hem animasyon
Norman, animasyon filmi için pixilation yöntemini kullanmıştır. Bu yöntem; gerçek
hayatta var olan insanların bir animasyon malzemesi gibi kullanılmasıdır. İlk
kez Grant Munro adlı bir animasyon kısası Pixilation ile popürleştirilmiştir. Film
genelinde hızlı fotoğraflama tekniği ile stop frame uygulamalarının
birleşmesiyle oluşturulmuştur. Mesela bir sahnede gerçek aktörlerin havada
kalmış gibi görünmesi; oyuncuların öne zıplayıp aynı anda bel yukarılarının
fotoğranlanması şeklinde yaratılmıştır. Bu öncülüğüne rağmen Neighbours bugün
herhangi bir animasyon filmine kıyasla animasyon değil sadece kısa film adını
alır.
Çiçek bir
ganimet adeta!
Filmin çıkış
yerinin ve motivasyonun bir savaş karşıtı film yapmak olduğunu yukarda
söylemiştim. İlk sahneden itibaren özellikle okunan gazeteler yoluyla savaş ve
barış kelimeleri gözümüze ilk sahnede görünüyor. Film, sert bir söylem yerine
sembolizasyon seçiyor. Bir çiçeğin paylaşılamaması üzerine odaklanıyor. İki
komşunun da dikkatini çeken, hatta arzu nesnesi haline gelip filmdeki
kargaşanın da nedeni olan sadece bir çiçek… O çiçek üzerinde anlaşamayan iki
komşu birbirlerine giriyor. Çiçeğin sembol olarak iktidarı temsil ettiği iki
komşunun da eğer iki taraf olarak belirlesek topraklarına katmak istediği bir
ganimet halini alıyor.
Karakterlerimiz
komşuluklarını, arkadaşlarını ve insanlıklarını yitirip birer yok etme makinesi
haline dönüşünce ortada ne çiçek, ne toprak ve ne yaşam kalıyor. Yüzlerindeki mimiklerden
insanlıklarını yitirdiklerini rahatlıkla anlıyoruz. Belki de burada bir hiç
uğruna ne savaşlar çıkıyor mesajıyla da finali getirmek mümkün. Keza iki karakterde
birbirlerine ölesiye zarar verip arzu nesnesine ya da ganimete sahip olma
derdine düşüyor.
Genel olarak
çiçeğin sembolize ettiği arzu nesnesini petrole, altına ya da herhangi bir
değerli metaryele çevirebiliriz. Filmin evrensel dili söz kullanmadan çok
şeyler söylüyor. Basit sembolizm, gerçekçi savaş temsili ve savaş karşıtı mesajı
serpilmiş bir film olarak Komşular ya da Neighbours, vermek istediği mesajı
başarıyla veriyor. Bunca süredir bir klasik olarak kalması da bu savaş karşıtı
mesajın ne kadar güçlü verildiğinin kanıtı oluyor. 1980’lerde de yapılan bir
araştırmaya göre en fazla izlenen kısa film olması da mesajın geçerliliğini
gösteren ayrı bir kanıt olarak karşımızda duruyor.