17 Kasım 2013

Neighbours

80’li yıllarda yapılan araştırmalara göre en çok izlenen bu kısa animasyon, Norman Mclaren’a ait olup kısaca iki adamın bir çiçek uğruna birbirleriyle kavga etmesine dayanır. Aslında görünenden çok daha fazlası vardır filmde. Norman’ın hayatına kısa bir bakış atarak bu filmin kökenine inmek doğru olacaktır.

Burç Karabulut yazdı

Aslen Kanadalı olan Norman, filmi yapmadan önce kısa bir süre Çin’de kalmış. O zamanda ise Çin Mao tarafından yönetilmektedir. Devrimin henüz başlarına tanık olmasına karşın Norman, bu durumdan çok etkilenir ve savaş üstüne bu kısa filmi yapmaya kendini teşvik eder. Bunun üzerine Montreal’deki Ulusal Kanada Film Daire’sinde çalışmaya başlar. Bu filmi yaptıktan sonra filmdeki sahnelerden birini çıkarması istenir. Bu sahne ise; iki adamdan da birinin ailelerini öldürmesidir. Bu yüzden film, Avrupalı ve Amerikan seyircilerine gösterilebilmesi için değiştirilmiştir. Tabii bu durum Vietnam Savaşı’nın başlamasıyla tamamen değişecektir. Çıkartılan sahneler yerine konulacaktır.

Hem kısa film hem animasyon

Norman, animasyon filmi için pixilation yöntemini kullanmıştır. Bu yöntem; gerçek hayatta var olan insanların bir animasyon malzemesi gibi kullanılmasıdır. İlk kez Grant Munro adlı bir animasyon kısası Pixilation ile popürleştirilmiştir. Film genelinde hızlı fotoğraflama tekniği ile stop frame uygulamalarının birleşmesiyle oluşturulmuştur. Mesela bir sahnede gerçek aktörlerin havada kalmış gibi görünmesi; oyuncuların öne zıplayıp aynı anda bel yukarılarının fotoğranlanması şeklinde yaratılmıştır. Bu öncülüğüne rağmen Neighbours bugün herhangi bir animasyon filmine kıyasla animasyon değil sadece kısa film adını alır.

Çiçek bir ganimet adeta!

Filmin çıkış yerinin ve motivasyonun bir savaş karşıtı film yapmak olduğunu yukarda söylemiştim. İlk sahneden itibaren özellikle okunan gazeteler yoluyla savaş ve barış kelimeleri gözümüze ilk sahnede görünüyor. Film, sert bir söylem yerine sembolizasyon seçiyor. Bir çiçeğin paylaşılamaması üzerine odaklanıyor. İki komşunun da dikkatini çeken, hatta arzu nesnesi haline gelip filmdeki kargaşanın da nedeni olan sadece bir çiçek… O çiçek üzerinde anlaşamayan iki komşu birbirlerine giriyor. Çiçeğin sembol olarak iktidarı temsil ettiği iki komşunun da eğer iki taraf olarak belirlesek topraklarına katmak istediği bir ganimet halini alıyor.

Karakterlerimiz komşuluklarını, arkadaşlarını ve insanlıklarını yitirip birer yok etme makinesi haline dönüşünce ortada ne çiçek, ne toprak ve ne yaşam kalıyor. Yüzlerindeki mimiklerden insanlıklarını yitirdiklerini rahatlıkla anlıyoruz. Belki de burada bir hiç uğruna ne savaşlar çıkıyor mesajıyla da finali getirmek mümkün. Keza iki karakterde birbirlerine ölesiye zarar verip arzu nesnesine ya da ganimete sahip olma derdine düşüyor. 

Genel olarak çiçeğin sembolize ettiği arzu nesnesini petrole, altına ya da herhangi bir değerli metaryele çevirebiliriz. Filmin evrensel dili söz kullanmadan çok şeyler söylüyor. Basit sembolizm, gerçekçi savaş temsili ve savaş karşıtı mesajı serpilmiş bir film olarak Komşular ya da Neighbours, vermek istediği mesajı başarıyla veriyor. Bunca süredir bir klasik olarak kalması da bu savaş karşıtı mesajın ne kadar güçlü verildiğinin kanıtı oluyor. 1980’lerde de yapılan bir araştırmaya göre en fazla izlenen kısa film olması da mesajın geçerliliğini gösteren ayrı bir kanıt olarak karşımızda duruyor.