Hanif Kureishi’nin aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan Intimacy (Mahremiyet), pornografiye göz kırpan bir erotik drama. Avrupa’dan çıkan bir ortak yapım olan film, erotik film türü içerisinde değerlendirdiğimizde bu alandaki yetkin işlerden biri ama genel kitlenin böyle düşünmediği çok açık. Uluslararası sinema sitelerindeki yorum ve puanları da hesaba katarsak Intimacy için underrated diyebiliriz. Şimdi yönetmen Patrice Chereau’nun ne yapmak istediğine ve filmin neden underrated olduğuna bir bakalım.
Orta yaşlı iki insan sadece seks yapmak için bir araya gelir. Tutkuyla sevişirler. Heyecanlarına hâkim olamazlar. Filmin açılış kısmında yer alan pornografik seks sahnesi yönetmen Chereau’nun cesaretinin bir göstergesi olmakla birlikte seksi tüm çıplaklığı ve doğallığıyla verme amacının bir sonucudur diye düşünüyorum. Sonraki sahneler de zaten bunu kanıtlıyor. Seks bazen sadece seks değildir… Küçük bir kaçamak bazen raydan çıkmanıza sebep olabilir. Intimacy’de ana karakterlerimiz Jay ve Claire sadece hazzı yaşamak için birlikte oluyorlar. Bu birlikteliğin süreklilik kazanması ise spontene gelişen bir şey. Seks süreklilik kazandığında ise kendi özel hayatlarında mutsuz olan çiftimiz, hazla mutluluğu yakalamaya çalışıyorlar ve bu mutluluk anları beklenmedik bir şekilde başka duyguların bedenlerini sarmasına sebep oluyor. Karakterlerimiz seks dışında herhangi bir paylaşımda bulunmuyorlar. Bu durum Jay’in hazla başlayan aşkı sonrasında kadının hayatına müdahil olma çabasıyla filmi ilginç bir noktaya sürüklüyor.
Yönetmen Chereau, modern hayatla birlikte yaşam biçimimizin değiştiğini, bunun da ilişkilerimizi ve sekse bakışımızı doğrudan etkilediğini söylüyor. Yeni yaşam biçimimizin ilişkilerimizde yarattığı köklü değişimlerin başında sekse dayalı ilişkilerin daha çok tercih edilir olması geliyor. Film de şunu demeye getiriyor sanki: Evet, seks odaklı birliktelikler istiyoruz ve yaşıyoruz, yarını düşünmüyoruz, sorumluluktan kaçıyoruz. Peki, sonucu ne oluyor? Daha mı mutlu oluyoruz? İşte Intimacy’nin cevabı koca bir hayır. Öte yandan karakterlerimize baktığımızda farklı bir okuma da yapabiliriz. Claire evli ve çocuklu bir kadın, Jay ise iki çocuğu olan ve uzun zamandır yalnız yaşayan bir adam. Dolayısıyla geleneksel ve toplumun büyük çoğunluğu tarafından onaylanan ilişki biçiminin de modern insanın beklentilerine cevap olamadığını söyleyebiliriz. Mutsuz iki insan hazzı yaşamak için bir araya geliyor. Birinin kaçışı (kadınınki), diğerinin kendini bulması (erkeğinki) anlamına gelse de nihayetinde anlık mutlulukların ötesine geçilemeyeceğinin altı çiziliyor. İlişkileri zorlaştıranın ve hatta belki imkânsızlaştıranın modern hayatın getirdiği yeni korkularımız olduğu sonucuna varabiliriz.
İlişkilerimiz ve seksin hayatımızdaki yerini, erotizmi daima ikinci planda tutarak ele alan Intimacy, muhtemelen erotik film beklentisiyle izleyen sinemaseverleri tam da bu sebepten tatmin etmedi. Yönetmen Chereau, seyircisinden hazzın dışına çıkarak düşünmesini ve hissedebilmesini istiyor. Elindeki sağlam metinden, dramatik çatısı iyi kurulmuş, karakterlerin kimyasının tuttuğu iyi bir film çıkartıyor. Fifty Shades of Grey gibi erotik filmlerin yoğun ilgi gördüğü şu dönemde, Intimacy gibi içi dolu ve de erotizmi gerçekten hissedebileceğiniz filmlerin kıymeti bilinmeli diyorum.