13 Aralık 2011

Gora, Arog ve Yahşi Batı üzerine

Bugün Türkiye'nin en iyi komedyeni olduğunu söyleyebileceğimiz Cem Yılmaz'ın stand-up sovlarını bir kenara bırakıp sinemaya yoğunlaşması sinemamız açısından önemli bir kazanç oldu muhakkak. İlk oyunculuk deneyimini yaşadığı Her şey çok güzel olacak'ı saymazsak hikayelerini kendi kaleme aldığı dört filminden üçünün parodi olması bu yazının da asıl konusunu oluşturuyor. Yılmaz, ilk filmi Gora ile Bilim-Kurgu filmleri  (The Matrix, The Fifth Element ve Star Wars) ve Kung-Fu filmleri (Kill Bill) başta olmak üzere bir çok filme sayısız gönderme yapıyor ve filmi komedi açısından tam bir gövde gösterisine dönüştürmesini başarıyordu. (Sinemada ne kadar güldüğümü çok iyi hatırlıyorum) Yalnız bunu yaparken -ilk filmi olmasının verdiği dezavantajla- bir film izlediğimiz duygusunu seyircisine geçirmekte bir hayli zorlandı Gora. İşin parodi kısmına bakacak olursak; Beşinci Element'e yapılan göndermeler (Tahta esprisi ve filmin son bölümü) çok başarılı. The Matrix'den ise daha iyi espriler üretilebilirdi. Ozan Güven'in canlandırdığı 216 adlı efemine robot karakteriyle tüm robot külliyatını başarıyla ti'ye almayı başarıyor Cem Yılmaz.

Yılmaz, bir sonraki filmi Arog'da yine Arif karakterinin etrafında dönen bir hikaye kurguladı. Gora'da Arif'i uzayda komik bir maceraya çıkarırken Arog'da bu macera zamanda geriye Taş Devrine gidilerek yaşandı. Taş Devrini ti'ye alan komedi filmlerinin varlığını düşünürsek bu sefer daha riskli bir işe kalkıştığını söyleyebiliriz Cem Yılmaz'ın. Gora'ya oranla çok daha yüksek bir bütçeyle kotarılan Arog teknik anlamdaki başarısı teslim edilirken yeterince komik ol(a)mamakla suçlandı. İtiraf etmeliyim ki ilk izlediğimde 3-4 espri dışında çok gülememiştim. Daha sonra bir iki kez daha izledim Arog'u ve ilkinde kaçırdığım esprileri fark ettim. Zaten bir komedi filmi ikinci ve üçüncü seyirlerinde de güldürebiliyorsa olmuştur o film. Aradan geçen zaman içinde kendini geliştiren Cem Yılmaz daha derli toplu bir film çıkardı ortaya. 2001: A Space Odyssey göndermesi tam bir hayal kırıklığı olsa da genel olarak iyi göndermeler izledik. (Alien örneğinde olduğu gibi)

Arog
Arif'in maceralarına nokta koyan Cem Yılmaz, 2010 yılında farklı bir filmle çıktı karşımıza. Bir Western Parodisi olan Yahşi Batıyla. Baştan söyleyeyim en az güldüğüm Cem Yılmaz filmi oldu Yahşi Batı. İyi bir hikaye iskeleti kuran Yılmaz iş esprilere gelince sınıfta kalıyor. Yahşi Batı'da komik anlar var elbette ama bu film türün parodisini yapmaktan çok düpe düz bir western filmi olmuş. Bu hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğuran bir durum. Filmin güldürememesi gişede Gora ve Arog'un epey bir altında kalmasına sebep oldu ama bu Cem Yılmaz'ın filmin devamını yapmaması için herhangi bir neden oluşturmuyor. Çin'de geçecek yeni hikayeden umutlu olduğumu belirtmeliyim. Sonuç olarak Destere gibi güldürmekten ve zekadan fersah fersah uzak parodi filmlerimizin olduğunu düşündüğümüzde Cem yılmaz ve Parodi filmlerinin kıymeti daha iyi anlaşılıyor.