9 Aralık 2011

Sinemasal Sayıklamalar


Böyle bir başlık atıp da konuya nasıl girilir ki? Eğer Sinefil veya film manyağıysanız bir filmi izleyip de kenara atamazsınız. (Unutmak istemediğiniz bir film değilse) Film izlemek sadece bir başlangıçtır. Film sonrası merak ettiğimiz ilk şey olumlu\olumsuz tepkiler ve bu tepkileri öğrenmektir. Olumsuz tepkilerde -özellikle izlediğimiz ve çok beğendiğimiz bir filmi yerden yere vuruyorsa- "Yürü be sen ne anlarsın" tarzı çıkışlar yapmak sağlıklı bir insandan beklenebilecek doğal bir davranıştır. Olumlu eleştirilerde ise "Bu çocuk işi biliyor" deriz. Bazen de her filmin her insana hitap etmeyeceğini; Hayat görüşünün ve filmin işlediği konuya duyulan özel ilginin ya da ilgisizliğin hayranlık ve nefrete dönüşebileceğini düşünür ve saygı duymasını biliriz.

İkincisi; filmin bıraktığı etkiye göre eşe dosta tavsiye etme sürecidir. İşin en kötü kısmı ayılıp bayıldığınız filmi bir arkadaşınıza önerdiğinizde "Rezaletti" şeklinde bir geri dönüşle karşılaşmaktır herhalde. Bu noktada analiz şart. Şahsen öneride bulunmadan önce izlediğim yolda bahsetmek istiyorum. Öneride bulunmadan önce sorduğum sorular:
1- Daha çok hangi türden hoşlanırsın veya hangi türde film izlemek istiyorsun
2- Eski bir film mi olsun yoksa yenilerden mi?
3-Baktım bu iki soru yetersiz kaldı işte o zaman izleyip de çok sevdiği filmlerden örnek vermesini isterim
Örneğin saydığı filmler arasında Truman Show varsa bu filmin daha az popüler olan kardeşi Yaşamın Renkleri'ni (Pleasantville) öneririm gözümü bile kırpmadan. Elde ettiğim geri dönüş harikadır her zaman.

Film sonrası 3. ve son bölüm en keyifli olanıdır: Film sohbeti. İster bir arkadaşınız olsun isterse Dünya'nın öbür ucundan hiç tanımadığımız ve tanıyamayacağımız herhangi biri. Bir önemi yoktur. Ortak payda film ve film sohbetinden alınan hazdır. "Üzerine konuşamadıktan sonra iyi bir film izlemenin ne anlamı var" yaygın bir kanıdır zaten.