3 Aralık 2013

Ütopya-Distopya arasında bir yerde: “Arınma Gecesi”


Arınma Gecesi (The Purge), yılın belki en iyi korku filmlerinden değil ama üzerine en çok konuşulması gereken tür filmlerinin başında geliyor. Esasen korku-bilimkurgu kırması olan Arınma Gecesi’nin anlatı olarak bir korku filmi olduğu gerçeğinin altını çizmek ama çok irdelenmese de motif olarak kalmayan bilimkurgusal yanının da üzerine gitmek gerekiyor.

Filmin konusuna değinmeden geçmek istemiyorum. Yakın bir gelecekte Amerikan hükümetinin başı suçlular ve hapishanelerle derttedir. Cezaya çarptırılan suçluların sayısı kontrol altına alınamamakta, bu soruna çözüm olabilecek son çare ise her yıl adına Arınma Gecesi denilen ve sadece 12 saatliğine -korunan devlet görevlileri dışında- her türlü suçun yasal olması, polis müdahalesinin olmayacağı, hastanelerin hastalarla ilgilenmeyeceği bir gece düzenlenmektedir. Bu şekilde insanlar doğalarında varolan kötülüğü serbest bırakarak arınacak ve yılın geri kalanında kanunlara uyan bir vatandaş olarak hayatını sürdürecektir. Toplumsal düzen de bu şekilde sağlanabilecektir.

Hikâyeye baktığımızda -mevcut gerçeklikte- bunun gerçekleştirilmesi imkânsız bir tasarı bir ütopya olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Filmin gerçekliğine döndüğümüzde ise Arınma Gecesi, her ne kadar, faydalı ve toplumun yararına gibi görünse de düpedüz bir distopyanın içinde olduğumuzu anlıyoruz. Filmde yeni bir toplum düzeninden ve kurucu babalardan bahsediliyor ama Hollywood filmi, korku filmi gibi etiketlerin altında sosyolojik bir derinlikten söz edemiyoruz. Dahası yazar-yönetmenimiz James DeMonaco’nun hikâyesine yaklaşımında yanlış ve eksik noktalar kaldığını belirtmek gerekiyor. Örneğin 12 saatliğine tüm suçlar yasal oluyor ama perdeye yalnızca açığa çıka şiddet yansıyor. Hırsızın soygun, sapıkların tecavüze yelteneceği, hükümet karşıtlarının harekete geçebileceği bir geceden bahsediyoruz oysaki.  Bir diğer konu ise yeni düzenin parası ve imkânı olanların yanında olması durumu. Zenginler güvenlikli evlerinde geceyi huzur içinde geçirebiliyor. Devlet, evsiz barksız veya can güvenliğini koruyamayacak çocuk-yaşlı-sakat-hasta demeden vatandaşlarını ölüme terk ediyor.

Arına Gecesi tam da Hristiyanlardan çıkabilecek bir fikir. Ne de olsa günah çıkartarak kolayca kurtuluşa erebileceklerine inanıyorlar.

Filmin yapısına baktığımızda sıradan bir ailenin evlerinde şiddete maruz kalması ve kendilerini savunmaları üzerine kurgulandığını görüyoruz. Klasik bir kapalı alan korkusu olan Arınma Gecesi, önemli meselelere parmak basabilecek bir hikâyesi olmasına rağmen daha sığ sularda yüzmeyi tercih eden, daha çabuk tüketilebilecek bir film olmakla yetiniyor. Karakterlerimizin içine düştüğü ikilem iyi işlenmiş, şiddete şiddetle karşılık verme durumundan iyi sahneler türetilebilmiş. 

Son söz: Arınma Gecesi, kağıt üzerinde potansiyeli yüksek bir korku-bilimkurgu kırması gibi duruyor ama uygulamadaki yanlışlarıyla beklenen başarıyı yakalayamıyor. 6.8