15 Şubat 2015

Bir Zamanlar Sinema öneriyor - #16 Dreams


Japon sinemasının imparatoru Akira Kurosawa’nın sondan üçüncü filmi olan Dreams, ustanın hayatı boyunca gördüğü rüyalardan hareketle senaryolaştırdığı, 8 kısa metrajdan oluşan bir başyapıt. Evet, Dreams 8 kısa filmden ibaret ama her film, bütüne daha doğrusu ortak bir amaca hizmet ediyor. Cannes Film Festivali’nde de gösterilen Dreams’in ana teması doğa. Her biri bir rüya atmosferinde çekilen bölümler; görsellikleri, estetiği, eleştirel yönü ve Kurosawa’nın dingin ve ustalıklı anlatmıyla devleşiyor.

“Yağmurda süzülen Güneş Işığı” adlı ilk bölümde doğaya saygı duymamız gerektiği vurgulanırken, sonraki bölüm “Şeftali Bahçesi”nde kesilen şeftali ağaçlarının insan bedenlerindeki tezahürünü izleriz. Başrolde yine bir çocuk vardır ve ağaçların kesilmesinin onu nasıl etkilediği yansıtılır. Film, üçüncü hikaye “Tipi” ile tonunu koyulaştırır ve insanın doğa karşısındaki acizliği ele alınır. “Tünel”de film ana temasından kopar gibi olsa da dolaylı da olsa doğayla ilgilidir yine. Öldüklerinin farkında olmayan bir tabur askerin öyküsü dramatik açıdan güçlüdür. 5. Bölüm “Kargalar” filmin en ayrıksı kısmıdır. Bir resim öğrencisi, Van Gogh’un resim sergisini gezerken ressamın eserleri içinde kaybolur. Van Gogh’un tabloları adeta canlanır. Doğaya onun eselerinden bakarız. Estetik açıdan da filmin en doygun kısmıdır “Kargalar”. Kırmızı Fuji Dağı ve Ağlayan İblis adlı bölümler ise Nükleer felaketlere dikkat çeker. İnsanoğlunun yeryüzünü cehenneme çevirmesi ve doğanın ölümü, doğayla birlikte insan şeytana dönüşmesi çarpıcı karelerde karşımıza çıkar. Son bölüm “Su Değirmeni Köyü”, insanın doğanın ayrılmaz bir parçası olduğunu söyler ve organik yaşamın önemine değinir.

Pek kıymeti bilinmemiş bu Kurosawa başyapıtını, her sinemaseverin görmesi gerektiğini düşünüyorum.