11 Temmuz 2012

5 film, 5 hayal kırıklığı


Son 1 yıl içerisinde ülkemizde vizyona giren filmlerden; kimisine konusu itibariyle, kimisini fragmanı veya yönetmeninin varlığı sebebiyle umut bağladığım ancak yüksek beklentimi karşılayamadığından birer hayal kırıklığı olarak nitelendirdiğim 5 filmi belirledim. Bu 5 film dışında Clint Eastwood'un J.Edgar ve Steven Spielberg'in War Horse filmleri neden yok derseniz baştan beri bu iki filmden fazla bir beklentim olmadığını, bu nedenle beni çok da şaşırtmadıkları için ayrıca yazmak istemedim. Not: Tinker Tailor Soldier Spy dışındaki filmlerin daha önce kaleme aldığım eleştirilerini blogda bulabilirsiniz.

Tinker Tailor Soldier Spy
Neden hayal kırıklığı?: Aylar öncesinden filmin bir başyapıt olduğu dillendirilip durdu. Haliyle de yılın en iyilerinden biri olabileceği düşüncesiyle izledim. Bu yüksek beklentileri karşılayamayan Tinker Tailor Soldier Spy; usul usul ilerleyen hikayesi, atmosferi ve oyunculuklarıyla başarılı bir casusluk öyküsü vaat ediyor. Peki neden bu seçkide derseniz, sebebinin muğlak anlatımı olduğunu ve filmin bizi içine çekmek şöyle dursun ittiğini söyleyebilirim. Bu tercih seyir keyfini çok aşağıya çekiyor. Kim kimdir, nerdeyiz ne oluyor gibi sorularla boğuşurken, yaşamamız gereken paranoya ve gerilimi unutup yılın en büyük hüsranını yaşıyoruz. E film her şeyi açıklamak zorunda değil diyeceksiniz, evet elbette değil. Ki zaten karmaşık anlatımlı filmleri genelde severim ancak bir casusluk filminin eski usüllerle anlatılmasının daha yerinde olacağını düşünüyorum. Filmin bu değerlendirmede yer alması tepki çekebilir, çekecektir de ama benim için sorun değil. 6\10


A Dangerous Method
Neden hayal kırıklığı?: Sanırım David Cronenberg'den bir dönem filmi izlemeye hazır değiliz. Freud ve Jung'ı merkeze alan bir filmden çok daha fazlasını beklemek ve Cronenberg'in her yeni filminin bir başyapıt potansiyelinin olması ana etkenler diyebiliriz. A Dangerous Method, yine belli bir düzeyi tutturuyor ve ilgiyle izleniyor ama beklenen patlamayı bir türlü gerçekleştiremediği gibi son bölümde çuvallayarak yönetmenin filmografisinde arka sıralarda yer alıyor. 


The Girl With The Dragon Tattoo
Neden hayal kırıklığı?: İlk sebep İsveç yapımı Ejderha Dövmeli Kız'ın bu kitaptan belki de yapılabilecek en iyi uyarlama olması. İkinci sebep ise David Fincher gibi bir yönetmenin kurgu ve görsellik dışında filme hiçbir şey katamaması ve hikayedeki bazı can alıcı noktaları ıskalaması. Ayrıca ne Daniel Craig'den bir Mikael Blomkvist olmuş ne de Roneey Mara'dan Lisbeth Salander. Kimyaları da hiç tutmamış bu iki ismin. Sonuç olarak The Girl With The Dragon Tattoo, heyecanlandırmak şöyle dursun baştan sona bir can sıkıntısına dönüşmüş Fincher'ın ellerinde.

Immortals
Neden hayal kırıklığı?: The Cell ve The Fall'ın yönetmeni Tarsem Singh'in mitolojik kaynaklı epik bir hikayeden seyir keyfi yüksek bir film çıkarabileceğini bildiğimizden elbette. Ne tarihi argümanları ne de fantastik boyutu tatmin edici. Heyecansız, tatsız tuzsuz, boş ve nahoş bir film bu. Senaryo yerlerde sürünüyor, görsellik ve 3D Immortals'ı kurtarmaya yetmiyor.

The Avengers
Neden hayal kırıklığı?: Büyük Marvel Projesi dedikleri bu muydu? Süper kahramanlar toplanır, gişe rekorları kırılır. IMDB'ye 8.9 ile beklenmedik bir giriş yapan The Avengers beklentileri çok yukarı çekti. Patlamaya hazır bir bomba mı derken kim derdi ki film elimizde patlayacak! Yılın balonu ilan ettiğim The Avengers, zayıf senaryosu ve aksiyonuyla eğlendirme görevini de yerine getiremiyor. Kötü değil ama Dağ fare doğurdu gibi bir durum söz konusu.