19 Mart 2015

Bir Zamanlar Sinema öneriyor - #19 Dr. Stranglove


Stanley Kubrick'in Peter George'un 'Red Alert' romanını alıp ona yeni bir hüviyet kazandırma çabası bir bilimkurgu klasiğinin doğuşunu sağladı. Küba Krizi sebebiyle Soğuk Savaş'ın en can alıcı yılı kuşkusuz 1963'tü. Bu açıdan Kubrick'in tam adı Dr. Stranglove or: How I Learned to Stop Worrying and Love the Bomb olan ve nükleer kıyameti işaret eden filminin zamanlamasının harika olduğunu söyleyebiliriz. Amerika-Rusya arasındaki Soğuk Savaşı hiçbir film Dr. Strangelove kadar acımasız ve bir o kadar da komik anlatamazdı. Ancak Kubrick gibi bir sinemacı buna cesaret edebilir ve başarılı olabilirdi bana kalırsa. Soğuk savaş paranoyasının 50 ve 60'lar bilimkurgusunu esir aldığı dönemin göbeğinde, akılını kaçıran bir subayın, kıyameti getirebilecek nitelikte bir bombayı ateşlemesi sonrasında yaşanan kaotik ortamı bir güldürü havasında işlemek tam da Kubrick'ten beklenebilecek zekice bir hamleydi diyebiliriz özetle. 

Film, insanoğlu kaderini teknolojinin ellerine bıraksa da insan faktörünü devre dışı bırakamaz söylemiyle kötücül bir sona ulaşıyor. Üç farklı karaktere can veren Peter Sellers'ın kompozisyonu ise bu kara mizah başyapıtının en leziz ayağını oluşturuyor denilebilir. Nükleer silahlanma yarışının varabileceği noktayı göstermesi ve bunu ele aldığı konuyu hicvederek yapması Dr. Strangelove'ı türdeşlerinden ayırıyor. Kubrick'in yazar ekibiyle uyarlama sırasında yaptığı değişiklikler, usta işi diyaloglar ve karakter yaratmadaki üstün başarısı 60'lı yıllar bilimkurgu sinemasının en kıymetli filmlerinden birinin ortaya çıkmasını sağladı. Dr. Strangelove'daki yönetmenliğiyle Kubrick de En İyi Yönetmen kategorisinde ilk kez Oscar adaylığı elde ettiğini de not düşelim.