6 Mayıs 2015

Bir Zamanlar Sinema öneriyor - #23 The Wages of Fear


Fransa’nın Hitchcock’u olarak adlandırılan usta yönetmen Henri-Georges Clouzot’nun Georges Arnaud’un romanından uyarladığı, bizde Dehşet Yolcuları adıyla vizyona giren The Wages of Fear (orijinal adı Le Salaire de la Peur), dramatik yapısının sağlamlığıyla dikkat çeken bir macera-gerilim örneği diyebiliriz. Adı verilmese de bir Güney Amerika ülkesinde geçen filmde; dört kamyon şoförünün tehlikelerle dolu yolculuğu anlatılıyor. Ülkelerinden kaçıp kurtulmak isteyen ancak paraları olmadığı için sıkışıp kalan kamyon şoförleri, içinde bulundukları şartlar düşünülürse 2 bin dolar gibi yüklü sayılabilecek bir ücret karşılığında, hayati riski yüksek bir işi kabul etmek zorunda kalıyor. Görev; nitrogliserin yüklü iki kamyonu hedefe ulaştırmak…

İlk 40 dakikalık diliminde seyircisini hikâyeye bağlama konusunda birtakım sıkıntıları olsa da, karakterleri tanımamız açısından önemini yadsıyamayacağımız uzun giriş bölümünün ardından ana hikâyeye girdiğimizde, sinema tarihinin en iyi yol filmine olan yolculuğumuz da başlamış oluyor. Yolculuk boyunca karakterlerimiz öyle badireler atlatıyorlar, öyle tehlikelerle yüzleşiyorlar ki, seyirci birçok kez dumura uğruyor. Clouzot, inanılmaz bir gerilim yaratıyor, seyircisini adeta koltuğa çiviliyor. Aşkın bir yönetmenlik sergileyen Clouzot'nun, ortaya çıkardığı işi gördüğünüzde şapka çıkaracağınıza bahse girerim. Yönetmenin klasik müzik eşliğinde, coşkun bir anlatımla kotardığı kusursuz final sahnesini de asla unutamayacaksınız. 

Çaresizliğin insanoğluna neler yaptırabileceğini kapitalizm eleştirisiyle veren, alt metni sağlam, hikâyesi ve anlatımı birinci sınıf bir filmden söz ediyoruz. Daha ileri gidip sinema tarihinin en büyük gömülü hazinelerinden biriyle karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. 1977’de bir başka usta sinemacı William Friedkin’in Sorcerer adıyla çok başarılı bir yeniden yapıma imza attığını, ancak ikisini de izlemediyseniz, tercihinizi mutlaka The Wages of Fear’dan yana kullanmanız gerektiğini düşünüyorum.