1 Mart 2015

Bir Zamanlar Sinema öneriyor - #17 From Hell


"Tarihe bakıldığında 20. yüzyılı benim başlattığım görülecektir" diyen 19. yüzyılın son çeyreğinde Londra'da birtakım seri cinayetler işleyen ve kendisine "Karındeşen Jack" adı verilen tarihin en meşhur seri katilinin kurgusal hikayesinin anlatıldığı From Hell (Cehennemden Gelen), Alan Moore'un bir çizgi-roman şaheseri olarak görülen aynı adlı eserinden sinemaya uyarlandı. Filmin yönetmen koltuğunda ise bu film dışında kayda değer bir başarıları olmayan Albert ve Allen Hughes kardeşler oturuyor.

From Hell, için polisiye örgüye sahip bir dedektiflik hikayesi diyebiliriz. Ana karakterimiz Fred Abberline yöntemleriyle filme sürreal bir nitelik taşıyor. Afyon çekip, kendini kaybettiğinde üçüncü gözü Karındeşen Jack'in cinayetlerini görmesine olanak tanıyor. Toplumsal çürümenin önüne geçebilmek için başlıca suçlular olarak gördüğü fahişeleri öldürme misyonuyla hareket eden Karındeşen Jack, filmde esas kimliği son kısma kadar gizlenen bir karakter. Şüphesiz bu da merak unsurunu ve gerilimi artıran bir unsur. Her ne kadar, Karındeşen Jack hiçbir zaman yakalanamamış ve kim olduğu anlaşılamamış olsa da yönetmenlerimiz filmin havada kalmaması ve seyircinin tatminsizlik hissi yaşamaması için somut bir katil çıkarıyor karşımıza.

Polisiye örgüsü iyi işleyen From Hell, yan hikayelerle de zenginleştirilmiş. Masonlarla kurduğu bağlantı, o dönem insan anatomisi üzerine yapılan çalışmalar (canlı insanlar denek olarak kullanılmakta), sınıf farklılıkları ve ana karakterlerimiz arasına gelişen aşk hikayesi seri katil hikayesini besliyor diyebiliriz. Film, gücünü görselliğinden alıyor dersek yanılmış olmayız. Viktoria İngiltere'si kusursuz bir şekilde canlandırılmış. Evlerde ve sokaklardaki kesme taş örgüsü dönemin dokusunu hissetmemizi sağlıyor. From Hell'in büyük kısmının gece çekimlerinden oluştuğunu ve hikayenin karanlık yanının filmin atmosferiyle birebir örtüştüğünü söyleyebiliriz. Filmi izlerken katil kim sorusu zihninizi hep meşgul edecek ve bu da kurgusu, görselliği ve sanat yönetiminde ortaya konan birinci sınıf işçilikle birleştiğinde seyir keyfi denen şeyi sonuna kadar yaşamanıza olanak tanıyacak.