Temeli İngiliz hukuk sistemine dayanan Amerikan hukuk sistemi, bildiğiniz gibi jürilidir ve avukat müvekkilini savunurken jüriyi etkilemeye çalışır. İşin bir bakıma şova çevrilebildiği bu sistem, tam da bu sebepten Amerikan sinemasında bir alt türün doğmasında etkili olmuştur. Adalet arayışını, adaletin tecelli etmesini temel alan mahkeme filmleri, seyircisine Katharsis yaşattığı için bu alt türün iyi örnekleri kalbimizde özel bir yer edinmekte zorlanmaz. Türün en iyi filmleri 50’li ve 60’lı yıllarda çekildi dersek yanılmış olmayız. 80’lerde The Verdict ve The Accused, 90’lı yıllarda A Few Good Men, A Time to Kill ve Primal Fear gibi yıldız isimlerden oluşan kadrolarıyla geniş kitlelere ulaşan yapımlar izledik. 2000’li yıllara geldiğimizde ise tanrıya dava açan bir adamın komik hikâyesinin anlatıldığı The Man Who Sued God ve Abraham Lincoln suikastı sonrasındaki davaya bakış atan The Conspirator dışında dikkat çekici bir mahkeme filmi izlemedik diyebiliriz. Çoğunlukla mahkeme sahnelerinin filme hâkim olduğu örnekleri tercih ettim. 90’lı yılların klasiklerinden The Devil’s Advocate (Şeytanın Avukatı) tam da bu sebepten listeye giremedi.
10 - Adam’s Rib
Biri bölge savcısı, diğer avukat olan çiftimiz, halkın yakından takip ettiği bir davada karşı karşıya gelir. Çiftimiz kazanmak için ellerinden geleni yaparlar ve dava ilerledikçe evlilikleri sarsılır. Spencer Tracy ile Katherine Hepburn’ün karşılıklı döktürdükleri Adam’s Rib, komedi-dram dengesini iyi kuran şık bir mahkeme filmi.
9- Proces de Jeanne d’Arc
Robert Bresson’dan bir Jeanne d’Arc uyarlaması… Carl Dreyer’in sessiz film klasiğinde olduğu gibi Jeanne d’Arc’ın yargılanmasını işleyen Bresson, kısa ama etkili bir uyarlamaya imza atmış. Jeanne d’Arc’ın inancından sapmaması, umudunu koruması, yargıçların oyunlarına gelmeden doğruları anlatma çabası ve tüm bu çabaya rağmen kilisenin nihai kararının değişmemesi… Sonunu bildiğimiz ancak o noktaya nasıl varıldığını görmek için izlediğimiz ilginç bir mahkeme filmi. Yargıçların din adamı olmasıyla alt tür içinde özel bir yere sahip Proces de Jeanne d’arc.
8- La Verite
Brigitte Bardot’nun başrolünü üstlendiği, Fransız sinemasının ustalarından Henri-Georges Clouzot’nun yönettiği La Verite, sevgilisini öldürmekle suçlanan bir kadının mahkemesini baştan sona geri dönüşlerle ele alıyor. Bir ilişkinin filizlenmesini, yeşermesini ve solmasını adım adım izliyor ve gerçekle yüzleşiyoruz.
7- Anatomy of a Murder
Karısına tecavüz eden bar sahibini öldüren genç bir teğmenin savunmasını üstlenen bir avukatın olayı aydınlatma çabalarını anlatıldığı Anatomy of a Murder, bir cinayeti analiz ediyor. Vizyona girdiği yıl ödül törenlerinde adından sıkça söz ettiren üç saatlik bir mahkeme filmi.
6- A Few Good Man
Senaryosunu Aaron Sorkin’in yazdığı, Rob Reiner’ın yönettiği A Few Good Man, gerilimin tırmandığı ve Jack Nicholson’ın unutulmaz performansıyla göz doldurduğu mahkeme sahneleriyle hatırlanıyor daha çok. Küba sınırında bir askeri öldürmekle suçlanan iki askerin davasını konu edinen ışıltılı bir askeri mahkeme filmi…
5- Judgment at Nuremberg
Nazi döneminde adaletsiz kararlarının hesabını vermek için mahkemeye çıkan dört hâkimin, gerçek olaylara dayanan hikâyesinin anlatıldığı Judgment at Nuremberg, usta isimlerden oluşan kadrosuyla göz kamaştırırken, duruşma sahnelerindeki vurucu anlarıyla türünün unutulmaz örneklerinden biri olmayı başarıyor.
4- To Kill a Mockingbird
Hurper Lee’nin Pulitzer ödüllü romanı To Kill a Mockingbird’ün sinema uyarlaması Robert Mulligan’ın ellerinden bir klasiğe dönüşmekte zorlanmamıştı. 30’lu yılların Amerika’sında beyaz bir kadının ırzına geçmekle suçlanan siyahî bir adamın davasının konu edildiği film, ırkçılık karşıtı duruşuyla hatırlanıyor.
3- Witness for the Prosecution
Agatha Christie’nin bir kısa hikâyesinden uyarlanan Witness for the Prosecution, bir cinayet vakasını bu davayı üstlenen deneyimli bir avukatın keskin gözlemleriyle sonuca ulaştırmasını anlatıyor. Billy Wilder’dan mizah soslu son derece eğlenceli ve finaldeki sürpriziyle akıllarda yer eden merak uyandırıcı bir mahkeme filmi klasiği…
2- 12 Angry Man
Reginald Rose’un aynı adlı oyunundan Sidney Lumet’in uyarladığı 12 Angry Man, gerçek bir 50’ler klasiği. Adı her zaman en iyi tek mekân filmleri ve en iyi mahkeme filmleri listelerinde üst sıralara yazılan film, cinayetle suçlanan şüphelinin suçsuz olduğuna inanan bir jüri üyesinin, aksi görüşteki diğer jüri üyelerinin fikrini değiştirme çabasını ele alıyor. Film, jürili sistemi sorgulatırken, olaylara ve insanlara önyargıyla yaklaşmamamız gerektiğinin altını çiziyor.
1- Inherit the Wind
Inherit te Wind, 1920’li yılların Amerika’sına, müfredatın ve kanunların dışına çıkarak derste Evrim Teorisini anlatan bir öğretmenin tutuklanması ve ardından mahkeme sürecini odağına alıyor. Mesele kanunların çiğnenmesi ve dini değerlerin hiçe sayılması değildir, mesele düşünme hakkının yargılanmasıdır. Hararetli Evrim Teorisi-Yaratılış tartışmaları, esprileri, kelime oyunları, söz düelloları ve devleşen performanslarıyla en iyi mahkeme filmi olmakta zorlanmıyor Inherit the Wind.