Yakın geleceğe dair distopik bir hikaye anlatan ilk bilimkurgu çalışması Son Umut (Children of Men) ile büyük takdir toplayan Alfonso Cuaron, yeni filmi Gravity ile sıkı bir dönüş yapmaya hazırlanıyor. 3D teknolojisiyle desteklenen filmde George Clooney ve Sandra Bullock başrolleri üstleniyor. Gravity'nin hikayesi bakacak olursak; bir tıp mühendisi olan Dr. Ryan Stone'la son görevine çıkan deneyimli astronot Matt Kovalski'nin mekiklerinin parçalanmasıyla uzay boşluğunda yalnız kalmaları ve kurtuluş için umutsuzca çırpınışları konu edilmekte.
Bilim mi Mistisizm mi?
Elimizde filmin fragmanı ve kısa hikayesi dışında bir şey olmadığından, bizi nasıl bir film beklediği üzerine biraz fikir yürütmek istiyorum. Gravity'nin fragmanına bakarsak parçalanmış mekik etrafında dönüp duran iki karakterimizin yaşadığı gerilim dışında bir şey göremeyiz. O zaman şu sorudan başlayalım: Uzayda asılı kalan iki astronotun kurtulma şansı var mı? Cevap hayır. Bu noktada filmin bir yere varabilmesi için karakterlerimizin ister mistik isterse de başka bir canlı formunun müdahalesine ihtiyaç duyacağı tartışma götürmez bir gerçek. Peki Gravity hangi yoldan gidecek? Bu soruya net bir cevap vermek zor olsa da uzayın sonsuzluğunda ilerleyen iki bilim insanının mistik bir oluşla kurtuluşa erebileceğini ve belki de kendi geçmişleri veya gerçeklikleriyle yüzleşeceklerini öngörebiliriz (bilim-din çatışması da olabilir). Şöyle de diyebiliriz: mekik parçalandığında hakiki bir açık alan gerilimine açılacak olan film, daha sonra derin bir sessizlik ve minimal bir anlatıyla -ulaşacağı noktaya göre- seyirciyi ikiye bölecek gibi görünüyor. Sonu itibariyle de gerilim ve aksiyon bekleyen seyircileri üzebilir.
Filmin eleştirisi için tıklayınız
Filmin eleştirisi için tıklayınız
Gravity'yi izledikten sonra hangi filmleri konuşacağız?
Ne olursa olsun Gravity'nin esin kaynaklarının başında Kubrick'in destanı 2001: A Space Odyssey geliyor. Bunu söylemek için belki çok erken ama görünen köy de klavuz istemez. İkinci filmimiz 2001'e selam çakan Brian De Palma bilimkurgusu Mission to Mars. Özellikle uzay boşluğunda ve uzayın derin sessizliğinde hayat mücadelesi veren karakterlerin yaşadığı gerilimle ciddi bir benzerlik kurabiliriz iki film arasında. Ve elbette öngördüğümüz gibi Gravity mistiğe açılırsa Mission to Mars'la olan ilişkisi ileri seviyede olacaktır. Eğer başka bir tür devreye girerse, James Cameron'un başyapıtlarından The Abyss'da okyanusun ışık görmeyen en karanlık kuytularına tek başına inen -uzayı andırırcasına- ana karakter Bud'ın hayatta kalıp kalamayacağı sorusuna verdiği cevap, Gravity'nin seçeceği yola göre iki filmi bağlayabilir.
Son söz: 2013 içerisinde çok sayıda bilimkurgu filmi izleyeceğiz. Bunların içinde Gravity, sessiz ve derinden gideni kesinlikle. Yılın sürpriz filmi olabilir. Gösterim Tarihi 11 Ekim