Catherine Trammel gerilim romanları yazan seksi bir kadındır. Son romanındaki cinayetlerle aynı şekilde öldürülen bir adamın davasını araştıran yakışıklı dedektif Nick Curran, onu sorgulamak üzere merkeze götürecektir.
Sabahın erken saatleri Catherine evindedir. Kapı çalar. Catherine kapıyı açar. Karşısında yakışıklı bir adam görünce dibi düşer.
-Catherine: Ouğwç!
-Nick: Havuç mu?
-Catherine: Sabah sabah karşımda yakışıklı bir beyefendi görünce verdiğim tepkidir ouğwç
-Nick: Catherine Trammel
-Catherine: Evet benim
-Nick: Özel dedektif Nick Curran, benimle merkeze kadar gelmeniz gerekiyor
-Catherine: nickname'inizi boşverin de gerçek adınızı söyleyin bir zahmet
-Catherine: nickname'inizi boşverin de gerçek adınızı söyleyin bir zahmet
-Nick: Nick benim gerçek adımdır.
-Catherine: Pekala
Sorgu odasında Nick, ortağı ve komiser vardır. Catherine bacak bacak üstüne atar, sigarasını ağzına koyar. Nick sigarayı yakar
-Catherine: Bakın ben yanlış bir şey yapmadım tamam mı?
-Komiser: Sorguya başlamadan önce yaptığınız yanlışları sayayım isterseniz. Bir, burada sigara içmek yasak ve cezası 70 TL'dir lütfen söndürün. İki, siz hiç iç çamaşırı giymez misiniz? lütfen giyin. Üç, etrafa hep böyle seksi bakışlar mı atarsınız? lütfen atmayın. Gördüğünüz gibi 3 yanlışınız var.
-Catherine: Sigara içiyorum diye beni hapse atacak değilsiniz ya! Hem sizin iç çamaşırı giydiğiniz ne malum!
-Komiser: Öhö öhö! Catherine hanım! siz hiç aile terbiyesi denen bir şey almadınız mı?
-Catherine: Bir dakka çantamda olacaktı!
-Komiser: Laubaliliğin lüzumu yok. Her neyse konumuza dönecek olursak; dün gece son romanınızda tasvir ettiğiniz gibi bir cinayet gerçekleşti. Refik Pekgüdük adlı bir vatandaşımız buz kıracağını önce televizyonun anten girişine sonra da prize sokarak intihar etti. Romanınız da evinde bulundu. Buna ne diyeceksiniz bakalım!
-Catherine: Ne yani beni intihara sebebiyet vermekle mi suçluyorsunuz? Şimdi Refik kardeşin intihar etme sebebi çok açık
-Komiser: Yapma ya! Neymiş?
-Catherine: Adamın soyadına bakarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız
O sırada içeriye bir polis girer. Elindeki notu komisere uzatır. Komiser notu herkesin duyabileceği şekilde okur
Not: Arkadaşlarım hayatım boyunca hep benle dalga geçti. Kız arkadaşım ise soyadımdan yola çıkarak imalı imalı konuştu. Derin mevzulara indi. Ben de daha fazla dayanamayarak kendimi intihar etmeye karar verdim. Ölümümle Catherine hanımın bir ilgisi yoktur.
-Komiser: Valla ne diyeceğimi bilemiyorum. Kusura bakmayın sizi buralara kadar yorduk. Nasıl affettirebiliriz kendimizi?
-Catherine: Nick beni eve bıraksın
-Komiser: Tabi ne demek! Nick hadi bakayım
Nick ve Catherine yola koyulurlar. Yolda sohbet koyulaşır.
-Nick: Helal olsun sana bizim komiseri iyi kandırdın.
-Catherine: Nasıl yani?
-Nick: O notu senin yazdığın gün gibi ortada
-Catherine: Aşk olsun sana be Nick! Eğer o notu ben yazmış olsaydım hiç kendimi intihar etmeye karar verdim diye yazar mıydım? Koskoca bir yazarım ben bir daha duymayayım sakın.
-Nick: O da doğru ya! Benim de kafam karıştı. Bu arada seni eve bırakmamı neden istedin?
-Catherine: Seni daha yakından tanıyabilmek için
-Nick: Peki neden iç çamaşırı giymedin?
-Catherine: Niyetimi daha iyi anlayabilmen için
-Nick: Çakmağın olduğu halde sigaranı neden benim yakmamı bekledin?
-Catherine: Senin niyetini daha iyi anlayabilmek için
-Nick: Peki, komisere sizin iç çamaşırı giydiğiniz ne malum derken neden bana öyle baktın?
-Catherine: Gerçekten giyip giymediğini merak ettiğim için.
-Nick: Desene bu gece uzun olacak. Bir şey daha var yeni romanının konusu ne olacak?
-Catherine: Sürekli soru soran yakışıklı bir dedektifin esrarengiz ölümü üzerine desem
-Nick: Okumak için sabırsızlanıyom biliyon mu?
-Catherine: Çok da meraklanma bence ölümlü dünya biliyon...