Ron Woodroof adlı bir Teksas rodeocusunun HIV
virüsüne yakalanmasının ardından tıp dünyasına karşı gelişinin hikayesini
anlatan ve 1985’de gerçekten yaşanmış bir hikayeden uyarlanan Dallas Buyers
Club, Ron’ın illegal bir şekilde kanser tedavisinin satışını ele alıyor. Ron
Woodroof’a eşlik eden partneri transseksüel Rayon’ın illegal ilaç satışına
dahil olmasıyla işler karışıyor. Bu kanser tedavisi, Amerika’yı baştan aşağı
sallarken kapitalizm, devlet ve insanların deney hayvanı olarak kullanılması
gibi konuları harmanlayarak insan hayatının değerini sorgulatmaya çalışıyor.
Matthew’in değişimini ve Leto’nun ustalığını ve karakter yaratmadaki başarısını
da gösteren film, büyük ihtimal ikisine de Oscar olarak geri dönecektir.
Burç Karabulut yazdı
Kendi
devrimini gerçekleştirmek…
Ron Woodroff kendi keyfine yaşayan, gününü gün eden
bir rodoecudur. HIV teşhisi konulmasıyla birlikte işler yavaş yavaş değişmeye
başlar. Zamanla hastanedeki doktorlar, ilaçlar ve prosedürler arasında kendi
hayatının yani insan hayatının bir yeri olmadığını öğrenir. Kendi ilk önce kansere
meydan okur. Sonra da keyfine keder yaşayıştan aktivistliğe geçer. Amerikan devletindeki ilaç hatta insana dair
hiçbir yasanın onu korumadığını yani deney hayvanı yapıldığını öğrendiğinde
kendi kaderini yazmaya başlayacaktır ama nasıl herkese cephe alacaktır?. Çıktığı
bu yolun sonunda hem hayatını, hem işini hem de birçok hayatı kurtarabilecek
midir?
Kanun
kaçağı mı yoksa iyilik meleği mi?
Ron zorla yanına aldığı yol arkadaşı transseksüel
Rayon ile birlikte kansere, FDA ve büyük ilaç şirketlerine savaş açmaya karar
verir. Amerika’daki yasalara FDA etiketi almamış hiçbir ilacı satamaz o da
indirekt olmayan yollara başvurmaya karar vermiştir. Kendi kurduğu düzeni belki
de bir anarşist gibi devlete karşı insanların hayatta kalmasını sağlamaya
çalışır. Buradan da para kazanmayı ihmal etmez. Bu davranışlarıyla Ron kimine
göre kanun kaçağı kimine göre iyilik meleğidir.
Amerikan stereotip kanun kaçağı karakterine birebir
uyan bir tiptir Ron. Adaleti bir western karakteri edasıyla kendi eliyle, kendi
zevkine göre dayatmayı zorunlu olarak gören Ron, aynı anda da devletin
varlığını sorgulatmayı da başarır. Eğer Ron kanun kaçağıysa yakalanmalı ve
adalet mekanizması tarafından cezalandırılmadır. Eğer Ron bir iyilik meleği,
cankurtaransa o zaman devlet iyilik yapma gayretinde olan birinin peşinden
gitmektedir ama bu adil olan mıdır? Belki de can alıcı soru; devlet neyin
peşindedir olmalıdır. Devletin koyduğu kanunlar gerçekten insan hayatını
koruyor mu? Koruyorsa niye bazı insanları kurban etmesi gerekiyor. Eğer
korumuyorsa kimin için çalışıyor? FBI sahneleri ile özellikle bu sorular daha
da yüksek sesle gündeme geliyor.
Ötekilerin
zaferi…
Filmin en önemli temalarından biri de homofobi
eleştirisi oluyor. Rayon karakterine bir parantez açmak gerekiyor. Jared Leto’nun hayat verdiği bu karakter,
transseksüel bir karakterdir. Önyargı,
nefret ve korkunun karışımıyla ortaya çıkan transseksüel düşmanlığını da
mükemmel ele alıyor. HIV hastası olan Ron, aynı dertten müzdarip Rayon ile ilk
karşılaşmasında kimsenin beklemediği bir şekilde nefret duyduğu bu kanserli
kadını(trans) insanlık dışı bir bakışla hor görüyor. Aslında kendi gerçekliğini
de bir anda görmeye başlıyor.
Aynanın karanlık tarafında kendisi gibi HIV virüsünü
kapmış bir ötekisi oturuyor. Erkek desen erkek değil, maço desen maço değil bir
öteki, yani Rayon. Kanser olması bir yana aynı kaderi paylaştığına lanet
ediyor. İkisinin de öteki olduğunu anlıyoruz. Öteki olmaları bir yana
hastandeki doktorlar tarafından kobay olarak kullanılabilir statüsündeler.
Ötekilerin Zaferi birlik olmalarıyla sağlanıyor.
Kanseri iyileştirdiğine emin olduğumuz ilaçları veriyor ve insanların
hayatlarını kurtarıyorlar. Aynı zamanda bir arkadaşlık bağı kurarak karakterlerin
kendi kaderlerini değiştirmelerini, kendi devrimlerini gerçekleştirmelerine
tanık oluyoruz. Devlet mekanizmasını dışarda bırakacak kadar devrimsel bir
hareket yapıyorlar. Öyle bir dışlanma ki Amerikan devleti, hegemonisini
güçlendirmek için bu sözde anarşist durumu engelleme durumunda kalıyor.