2011'in adından sıkça söz ettiren filmi Drive ülkemizde 10 Şubat 2012 tarihinde vizyona girecek. Drive'ın yönetmen koltuğunda açıkça söylemek gerekirse hiç duymadığım bir isim oturuyor: Nicholas Winding Refn. Ne tesadüftür ki dün izlediğim 2009 Danimarka yapımı Valhalla Rising adlı filmin yönetmeni de kendisi çıktı. Ve bu iki film sonrasında takibe aldım N. W. Refn'i.
Filmimiz, sinemanın kalbinin attığı yerde Hollywood'da dublörlük yapan usta bir araba sürücüsünün geceleri de kendi kuralları doğrultusunda soygunlara katılmasını konu ediniyor. Sürücümüzün hayatı komşusu İrene'in hapisten yeni çıkan kocasıyla tanışması ve başı belaya giren adama yardım etme girişimiyle alt üst olacaktır. İrene ve oğlu ile dostluğun da ötesinde bir bağ kuran sürücümüz (adsız bir karakter bu) hayatları tehlikeye girince gözünü de karartacaktır.
Drive'ın açılış sekansı beklentileri bir hayli yukarı çekiyor. Bu açılış sekansında; sürücümüzün soygunlarda nasıl çalıştığını ve araba kullanmadaki maharetlerini görme imkanı buluyoruz. Ana karakterimizin az konuşan, sessiz bir tip olması ve asosyalliği onla empati kurmamızı güçleştiriyor fakat bu kesinlikle filme zarar vermiyor aksine merak duygumuzu kamçılarken filme olan bağlılığımızı artıran bir unsur oluveriyor. Tam da bu noktada -masumu korumak için her şeyi yapan korumacı erkek stereotipi- akla Martin Scorsese'nin klasiği Taxi Driver'ın ana karakteri Travis Bickle'ı getiriyor. Zaten Taxi Driver'ın Drive'ın atası olduğunu söyleyebiliriz. Nicholas Winding Refn'in yönetmenliği, filmin kurgusu, senaryosu, oyunculukları, filmin ruhunu yansıtan enfes müzik çalışması ve görselliği birinci sınıf. Özellikle helikopter eşliğinde yapılan gece çekimlerinde Los Angeles'ın ışıltısı görülmeye değer. Bu arada Drive'ın adına bakıp da bir aksiyon filmi beklememek gerekiyor. Zira önümüzde aksiyon soslu bir drama var. Bir suç öyküsü bu ve bir yandan da soygun filmlerine taze bir bakış açısı getiriyor denilebilir. Drive; ağır ilerleyen fakat sıkmayan, kanlı fakat aşırıya kaçmayan, Ryan Gosling ve Carry Mulligan'ın adete gözleriyle oynadığı şık bir film.
Son söz: Drive'ın 2012 yılının en iyi 10 filmi listemdeki yeri hazır diyebilirim 8.8\10
Filmimiz, sinemanın kalbinin attığı yerde Hollywood'da dublörlük yapan usta bir araba sürücüsünün geceleri de kendi kuralları doğrultusunda soygunlara katılmasını konu ediniyor. Sürücümüzün hayatı komşusu İrene'in hapisten yeni çıkan kocasıyla tanışması ve başı belaya giren adama yardım etme girişimiyle alt üst olacaktır. İrene ve oğlu ile dostluğun da ötesinde bir bağ kuran sürücümüz (adsız bir karakter bu) hayatları tehlikeye girince gözünü de karartacaktır.
Drive'ın açılış sekansı beklentileri bir hayli yukarı çekiyor. Bu açılış sekansında; sürücümüzün soygunlarda nasıl çalıştığını ve araba kullanmadaki maharetlerini görme imkanı buluyoruz. Ana karakterimizin az konuşan, sessiz bir tip olması ve asosyalliği onla empati kurmamızı güçleştiriyor fakat bu kesinlikle filme zarar vermiyor aksine merak duygumuzu kamçılarken filme olan bağlılığımızı artıran bir unsur oluveriyor. Tam da bu noktada -masumu korumak için her şeyi yapan korumacı erkek stereotipi- akla Martin Scorsese'nin klasiği Taxi Driver'ın ana karakteri Travis Bickle'ı getiriyor. Zaten Taxi Driver'ın Drive'ın atası olduğunu söyleyebiliriz. Nicholas Winding Refn'in yönetmenliği, filmin kurgusu, senaryosu, oyunculukları, filmin ruhunu yansıtan enfes müzik çalışması ve görselliği birinci sınıf. Özellikle helikopter eşliğinde yapılan gece çekimlerinde Los Angeles'ın ışıltısı görülmeye değer. Bu arada Drive'ın adına bakıp da bir aksiyon filmi beklememek gerekiyor. Zira önümüzde aksiyon soslu bir drama var. Bir suç öyküsü bu ve bir yandan da soygun filmlerine taze bir bakış açısı getiriyor denilebilir. Drive; ağır ilerleyen fakat sıkmayan, kanlı fakat aşırıya kaçmayan, Ryan Gosling ve Carry Mulligan'ın adete gözleriyle oynadığı şık bir film.
Son söz: Drive'ın 2012 yılının en iyi 10 filmi listemdeki yeri hazır diyebilirim 8.8\10