4 Kasım 2011

Persepolis

Marjane Satrapi'nin otobiyografik çizgi romanından uyarladığı 2007 yapımı animasyon çalışması 1970'lerde İran'da yaşanan devrimi ve ardından yaşanan süreci küçük bir kız çocuğunun gözünden anlatıyor. Persepolis'in neredeyse tamamı Marji adlı küçük kızın anılarından oluşuyor. Dolayısıyla da 3-4 sahne haricinde siyah-beyaz bir animasyon bekliyor bizleri. Persepolis'in en dikkat çekici ve onu diğer animasyonlardan ayıran özelliği elbette çizim tekniği. Marjane Satrapi çizgi romanındaki üslubunu, yönetmenliğini de üstlendiği (Vincent Paronnaud ile birlikte) filmde tekrarlayarak çok doğru bir iş yapmış.

Tahran'da ailesiyle birlikte yaşayan Marji zeki ve cesur bir kızdır. Yaşanan savaş ve Şah devriminin yıkılmasıyla Marji'nin ailesi daha demokratik bir sürecin başlayacağına inanmaktadırlar ancak İran halkını zor günler beklemektedir. Ailesi, 14 yaşına geldiğinde Marji'yi Viyana'ya gönderir. Marji burdaki hayata uyum sağlamakta zorlanır ve yıllar sonra İran'a geri döner. Yaşadığı kültürel değişim sonucunda artık her şeye farklı bir gözle bakmaktadır.


Marjane satrapi, yaşadıklarını oldukça sahici ve samimi bir şekilde anlatmayı başarıyor. Bilhassa Marji'nin farklı bir kültüre alışma çabaları ard arda giren birbirinden güzel sahnelerle hedefini tam onikiden vuruyor. Film vizyona girdiğinde beraberinde bir çok tartışmayı da getirdi. Eleştirel tavrı ülkesi İran'da tepki çekti. Persepolis'in ele aldığı hikayeyi ve eleştirel tavrını düşünürsek yetişkinlere hitap eden bir animasyon olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Film, gösterime girdiği yıl Cannes film festivalinde jüri özel ödülünü aldı. Oscar'larda ise en iyi animasyon dalında aday olmasına karşın ipi göğüsleyemedi. Sinema yazarları ve genel izleyici kitlesinden geçer not aldığını hatta başyapıt olarak karşılayanların da bulunduğunu belirteyim. Henüz izlememiş olanlar varsa fransızcasını tercih etmelerini tavsiye ediyorum. Filmin seslendirme kadrosunda Fransız Sinemasının en önemli isimlerinden Catherine Deneuve gibi dev bir ismin de yer aldığını söyleyelim.


Neşe dolu küçük bir kız olan Marji'nin kafaya koyduğu iki hayali vardı: Büyüyüp bacaklarını traş etmek ve Galaksinin son peygamberi olmak. İşte böyle bir çocuğun yitip gidişini yer yer neşeli yer yer de hüzünlü bir dille anlatmayı başaran Persepolis farklı bir tat arıyorsanız tam size göre