Yönetmenlik stiliyle kendi özgün sinemasını oluşturabilmiş İngiliz sinemacılardan Ken Russell’ın ilk ve tek bilimkurgu çalışması olan Altered States (Gerçeğin Ötesinde), dönemi 80’lerin kıymeti bilinmemiş başyapıtlarından biridir. İnsanoğlunun varoluşunu evrim teorisi ekseninde özgün bir hikâyede işleyen film, zengin içeriğini benzersiz biçimselliğiyle sararak unutulmaz bir sinemasal deneyime dönüşüyor.
Ana karakterimiz Dr. Eddie Jessup’ın su dolu tank içinde bilimsel deneylerini kendi bedenini kullanarak gerçekleştirmesiyle açılan film bu minvalde ilerliyor. Çok geçmeden karşımızda klasik bir bilim insanı olmadığını anlıyoruz. Harward Tıp Fakültesi profesörü olmak, saygınlık kazanmak onun için bir önem taşımıyor. Evlenip çoluk çocuğa karışmak, herkes gibi bir hayat yaşamak onu mutlu etmeyecek. Deneylerine kobay olması ve ileriye gitmekten korkmaması onu kağıt üzerinde çılgın bir bilim adamı yapsa da tür içindeki konumu itibariyle farklı bir noktada duran özel bir karakter o. Bilinçle ilgili çalışmalar yapan Jessup, hakikatin, varoluşunu anlamlandırmanın peşinde diyebiliriz. Bu arayış onu Orta Meksika’da bir kabile büyücüsüne götürüyor ve büyücünün ilacını içmesiyle ilk bilincimize giden kapıyı aralamış oluyor. Jessup’ın bilinç düzeyinde başlayan tarih öncesi yolculuğu, tersine evrim geçirerek bir proto insana dönüşmesi biçiminde devam ediyor. Bilim insanı Jessup’ın varoluşun mutlak gerçekliğini arayışının altında farklı ancak birbirini tamamlayıcı sebepler var. Bilim adamının somut gerçeklik arayışı ve keşif tutkusu, tanrı inancını yitiriş ve reddediş sonucunda oluşan tinsel boşluğun doldurulmaya çalışılması ve nihayetinde de hayatın sırrına vakıf olabilme isteği Jessup karakteri özelinde işleniyor.
Altered States’i benzersiz kılan etkenlerin başında kuşkusuz ki görselliği geliyor. Yönetmen Russell’ın özellikle halüsinasyon sahnelerindeki baş döndüren hızlı kurgusuyla birbirine bağladığı görüntülerle yakaladığı etkiyi tarif etmek hiç kolay değil. Filmin görsel efektlerinin de bugün izlendiğinde dahi hakkı teslim edilecek kadar iyi olduğunu söyleyelim. Russell’ın insanoğlunun evrimsel geçmişine bakış attığı Altered States, hem içerik hem de biçimsel olarak 2001: A Space Odyssey’den etkilendiğini açıkça belli eden, buna karşın özgün kalabilmeyi başarmış bir bilimkurgudur. Bilimkurgu sevenler için görülmesi bir zorunluluk...