27 Aralık 2015

Rocky efsanesi Creed ile 8 Ocak'ta dönüyor!


Sylvester Stallone’nin efsane serisi Rocky, uzun bir aranın ardından Rocky Balboa ile 2006’da geri dönmüş ve serinin en başarılı bölümlerinden biri olarak selamlanmıştı. Artık seri nihayete erdi derken, kabul edilebilir bir devam filmiyle efsaneyi yaşatmanın formülü bulundu diyebiliriz. Bu kez yönetmen koltuğunda Stallone’yi değil, Ryan Coogler’i gördüğümüz Creed, gösterildiği ülkelerde olumlu tepkiler aldı.

Filmin hikayesi

Adonis Johnson henüz kendisi doğmadan önce ölen Dünya Ağırsıklet Boks Şampiyonu ünlü babasını hiç tanımamıştır. Yine de, kanında boks olduğuna hiç şüphe yoktur. Bu yüzden, Apollo Creed’in yeni ama sağlam bir boksör olan Rocky Balboa ile efsanevi maçını yaptığı yere, Philadelphia’ya gider.

Adonis, Kardeş Sevgisi Şehri’ne vardığında, Rocky’yi (Stallone) bulur ve kendisinden antrenörü olmasını ister. Rocky dövüş oyununa sonsuza dek veda etmiş olduğunu ısrarla söylese de, en yakın dostu olan müthiş rakibi Apollo’da gördüğü gücün ve kararlılığın aynısını oğlu Adonis’te de görür. Adonis’i çalıştırmayı kabul eden eski şampiyon bir yandan genç boksörü eğitirken, bir yandan da ringde hiç karşılaşmadığı kadar ölümcül bir rakiple mücadele etmektedir. 

Köşesine Rocky’yi alan Adonis’in unvan mücadelesi şansı bulması uzun sürmez… Ama acaba ringe çıkmak için gerçek bir dövüşçünün dürtüsüne ve yüreğine zamanında ulaşabilecek midir?

Sylvester Stallone'nin filmle ilgili düşünceleri

Rocky Balboa’yı yaratmış ve serinin tüm filmlerinde canlandırmış olduğu için, Stallone role yeniden kolaylıkla bürünmüş. Karakterin hayatında beklenmedik bir fırsatla karşı karşıya kaldığı bu evreyi irdelemeye istekli olan aktör, “Karakter benden doğmuş olsa da, daha çok onun gibi olabilmeyi dilerdim” diyor Stallone gülerek ekliyor: “O bir sabır abidesi; içinde en ufak bir kötülük yok. Çok rekabetçi olmasına karşın, onur için dövüşüyor.”

“Boks, muhtemelen çoğu spor gibi, yüzde 80 oranında kafanızda” diyen Stallone, şöyle devam ediyor: “Soyunma odasından çıkmadan önce kaybetmiş olabilirsiniz. İşte bu yüzen, iyi bir köşe adamı hemen oracıkta psikanaliz yapabilmelidir. Adamının dağılmasını önlemeli. Oldukça sıra dışı bir meslek. Yıllar boyunca dövüşçü olarak edinmiş olduğu tüm bilgi ve deneyimi bu çocuğa öğretebilmesi açısından Rocky için çok doğru bir yer olduğunu düşündüm.”

Stallone; Rocky’nin, kendi hayat hikâyesindeki iniş çıkışların getirdiği duygulara ek olarak, Apollo’nun oğluyla karşı karşıya geldiğinde şunları yaşadığını söylüyor: “Birden bire, Apollo’yu yeniden kaybetmenin matemiyle ve onun ölümünden sorumlu olma hissiyle yüzleşiyor. Bunun için kendini hiç affedememiş. Şimdi karşısına geçip kendisine bakan bu çocuk eski dostuna öylesine benziyor ki ona Apollo’yu hatırlatıyor. Üstelik Adonis de o tehlikeli arenaya girmeyi hedefliyor ve kendisini oraya Rocky’nin taşımasını istiyor. Rocky ise bunu istemiyor; Apollo’nun çocuğunun da zarar görmesine neden olmak istemiyor. Ama biliyor ki kendi yapmasa, bir başkası yapacak. İşte o durumda Donnie gerçekten zarar görebilir. Belki Rocky elinden gelenin en iyisini yaparsa, onu güvende tutabilir ve yıllarca önce olan şeyi telafi edebilir.”