Başrollerinde efsane oyuncular
Sylvester Stallone ve Arnold Schwarzenegger’in yer aldığı aksiyon filmi Kaçış Planı, 10 Ocak’ta izleyicisiyle buluşacak. Son zamanların çok
konuşulan ismi Mikael Håfström’un yönetmenlik koltuğuna oturduğu Kaçış
Planı’nda dünyanın en azılı suçlularının kalacağı bir hapishane inşa edilir,
tüm hapishaneleri inşa eden ve onlardan ustalıkla kaçan Ray Breslin (Sylvester
Stallone) bu hapishaneyi kontrol etmek ve kaçışa uygun olup olmadığını anlamak
için yerleştirilir. Ray düştüğü tuzaktan habersiz görevi kabul eder, hapishaneye
yerleşir dünyanın en tehlikeli adamı Emil Rottmayer’den (Arnold Schwarzenegger)
destek alarak kaçışını planlar ve soluksuz aksiyon başlar.
Ray ve ekip arkadaşları Abigail, Hush ve Lester dünyanın en
korunaklı hapishanesinden kaçma rekabetine katılmak için teklif aldıklarında,
bu yarıştan kaçmamaya karar verirler. Bu kaçma planı için tek bir şart koşulur,
Breslin, hapisteyken ekip arkadaşlarıyla görüşemeyecektir. Görevi
tamamlayamayacağı zaman da hapishane müdürüne “kırmızı kod” verecek ve görev
iptal edilecektir. Nereye götürüldüğünden habersiz olan Breslin, hapishaneye
ulaştığında, hücrelerin asla kırılamayan cam hücreler olduğunu, hapistekilerin
tamamının öldürmeye programlanan mahkûmlar olduğunu, muhafızların ağır silahlı
ve maskeli olduklarını görür. Breslin, kaçış planı yaparken
hapishane müdürü Hobbes, bu anlattıklarından haberi olmadığını,
Breslin’in de normal bir mahkûm olduğunu söyler. Hayatı boyunca hiç
kullanmadığı ve görevin iptal edilmesini işaret eden “kırmızı kod”u
kullanmasına rağmen, hapishanedeki hiç kimse bu olaydan haberdar değildir.
Breslin tuzağa düşürüldüğünü anlar ve çaresizce hapishanenin en karanlık adamı
Emil Rottmayer'den yardım almak zorunda kalır.
Kaçış Planı’nın başrol oyuncusu
Stallone “Bugünün izleyicileri zeki ve talepkâr. Onlara beklediklerinden
fazlasını ve farklı bir şeyler vermek zorundasınız. Ben ve Arnold’ın aynı
filmde olması gibi. İnsanlar ikimizden böyle bir film çıkmasını beklemezlerdi,
bu da onların isteğini vermek demek. Birbirimize paralel kariyerlerde olan,
altın çağımızı yaşayan, zor filmlerin adamlarıyız. Bu filmde her şey çok
farklı, büyük silahlar yok, patlamalar yok, bombalar var. İki karakter de bu
kez beyinlerini kullanmak zorunda. Filmde çok fazla aksiyon var ama daha çok
düşünmesi gereken adamların aksiyonu diyebilirim. Bu rol hayatımın en güzel
döneminde, en keyifli işim oldu.” diyor ve ekliyor “Karakteri çok inandırıcı
buldum. Bize sürekli senaryo gelir bilirsiniz, ilk 30 sayfada da işin nereye
gideceği belli olur. Kaçış Planı öyle değildi, hikâyenin başında ortasında ne
olacağını asla tahmin edemiyorsunuz. Birkaç tahminde bulundum ama sonu hiç de
beklediğim gibi değildi. Breslin, tuzağa düştüğünü anladığında, tek çaresi Emil
Rottmayer’den yardım almak oluyor. Birbirlerine hiç güvenmeyen bu iki adamın
tek umudu yine birbirlerine inanmaktan geçiyor. Ray hapisteki herkesten
şüpheleniyor ve kimseye güvenmiyor. Ray ve Emil arasındaki satranç da burada
başlıyor.”