Mimic, The Devil’s Backbone,
Blade gibi filmleriyle korku, Hellboy serisi ve Pan’s Labyrinth ile de
fantastik sinemada ürün veren Meksikalı yönetmen Guillermo del Toro, son
çalışması Pasifik Savaşı (Pasific Rim) ile de bilimkurgu sinemasında şansını
deniyor. İlk kez 180 milyon dolar gibi dudak uçuklatan bir bütçeyle çalışma
imkanı bulan Del Toro, tam bir gişe filmiyle çıkmış karşımıza. Özgün fikir
bulmakta zorlandığımız, klişeleri art arda sıralayan ama netice itibariyle seyircisini
eğlendirmesini bilen bir bilimkurgu filmi Pasific Rim.
Uzaylı İstilası mı, kopyala yapıştır o zaman!
Del Toro, istila filmi şablonunu
alıp, kendi hikâyesine adapte etmiş. Neredeyse kopyala yapıştır bir işe imza
atmış. Eğer Spielberg’in War of the Worlds’ünü izlemediyseniz, yaratıkların
okyanusun derinliklerinden gelmesi sizin için yeni bir fikir olabilir. Filmin uzun
açılışını izlediğimizde tablo hemen şekilleniyor. Dünyanın farklı
bölgelerindeki yaratık istilası görüntüleri, panik, yıkım ve olayı masa başında
yöneten bir ekip gibi ezberlenmiş detaylar sıralanıyor. Bize de sadece bu
gösterişli eğlenceden keyif almaya çalışmak düşüyor. Bu açıdan aksiyon ve
görsel efektler daha fazlasını beklemediğiniz sürece tatmin ediyor.
80'ler ve 90'lar bilimkurgu sinemasının bugünkü yansımaları
80’li yıllarda Blade Runner, The
Terminator ve Robocop, makine insan veya insan görünümlü makineleri bilimkurgu
sinemasının en popüler alanlarından birine dönüştürmüştü. 90’lı yıllarda da
popülaritesini sürdüren insansı robotlar 2000’li yıllarda yerini mekanik
görünümlü robotlara bıraktı. I, Robot gibi örneklerden Transformers ve Real
Steel gibi dev robotlara geçişle birlikte gelen ticari başarı, Pasific Rim’in doğmasına önayak oldu. Transformers’ın dev robotlarıyla,
Real Steel’in insanlar tarafından kontrol edilen robotları, Pasific Rim’in ana
ilham kaynağı şüphesiz. Diğer yandan bugünün bilimkurgularını en çok etkiyen iki
film Avatar ve Inception, son yıllarda üretilen bilimkurguları ayrı ayrı
etkilerken Pasific Rim’de iki filmden de esintiler görüyor oluşumuz oldukça
ilginç bir nokta.
Pasific Rim’de pilotların Jaeger
adı verilen dev robotlara ve birbirlerine bağlanması, 90’lı yılların
bilimkurgularında sanal ortama bağlanma durumunun bir uzantısı. Avatar ve
Inception’ın farklı biçimlerde kullandığı bağlanma fikri, günümüze gelip
güncelliğini korumayı başardı. Inception’da birbirine bağlanıp, bilinçaltında
aynı (sahte) gerçekliği paylaşan bireyler, Pasific Rim’de Jaeger’ların içine
girip ortak bilinçle hareket eden -anıları da paylaşan- pilotlarımızla büyük
benzerlik taşımakta. Avatar’daki mavi yaratıklarla kurulan somut bağ ise
pilotlarımızın Jaeger’la, bilim adamlarının ise Kaiju adı verilen yaratıklarla
kurduğu bağla eşdeğer. Real Steel ve Pasific Rim’de insanların makinelerle
kurduğu ilişki de iki film arasında göbek bağı kurmamızı zorunlu kılıyor.
Kaiju için uzaylı Godzilla diyebilir miyiz?
Kesinlikle diyebiliriz. Zaten
devasa Kaijuların şehirlerde yarattığı yıkım Godzilla filmlerinden farksız. Ama
keskin bir ayrım yapmak gerekirse, Godzilla vb. dinozorlar içgüdüleriyle
amaçsızca hareket eden yaratıklardan öte bir şey değildi. Kaijular ise bilinçli
hareket eden bir ırk olarak çiziliyor. Saldırıları planlı programlı ve
stratejik. Jaegarlar ile Kaijuların karşılaşmaları Pasific Rim’in izlemek için
en önemli sebep sanırım. King Kong’un dinozorlarla giriştiği unutulmaz savaştan
çok daha fazlasını görüyoruz.
2000’ler blockbuster bilimkurgu sinemasının özeti niteliğinde
Pasific Rim’i incelediğimizde
bilimkurgu sinemasının son 10 yılda öne çıkan temaları ve filmleriyle
şekillenen bir film olduğunu görürüz. 2000’li yılların bilimkurgularına
baktığımızda aksiyonla yoğrulan örneklerin fazlalığı dikkatimizi çekiyor.
Özellikle de bilimkurguda yükselen mekanik aksiyon dalgasının son ürünü Pasific
Rim oldu. Birbirine ve makinelere bağlanan insanlar, uzaylı istilasının yaratık
istilası biçimindeki tezahürü ve dünyanın sonu-insanlığın kurtuluşu gibi pek
çok alt başlığı Pasific Rim’de görebiliyoruz. Ama Pasific Rim, 2000’ler bilimkurgu
sinemasının özeti niteliğinde derken, son dönemin blockbuster bilimkurgu
anlayışının dört dörtlük bir uygulaması olmasını da hesaba katıyorum.
Son söz: Pasific Rim, heybetinin
altında ezilmeyen bir bilimkurgu olmayı başarmış. 6.3\10